80 milyon nüfusuyla Türkiye profesyonel ve amatör sporlar bakımından eşsiz bir potansiyele sahip. Türk milleti olarak sporu çok seviyoruz ve ilgiyle takip ediyoruz. Belli başlı spor  türleri (futbol, basketbol) ülkemizde daha çok ön planda olan spor dalları olarak yer alıyor.

Biz futbol, basketbol izleyedururken, bu işi sağlam insanlar kadar çok iyi yapan, işini aşkla yapan engelli sporcularımız var.Onlar "sağlam" sporlarına göre geri planda gözükseler de 2016 Rio Paralimpik Oyunları'nda "sağlam" milli takımımızdan daha başarılı oldular. 79 sporcuyla katıldığımız oyunlarda toplam 9 madalya alarak Paralimpik'de "Altın Yılı" yaşattılar.

Yakın dönemde atletizm ve yüzmede de büyük başarılar kazanarak dünyada ses getirdik.Engelli sporlarına "sağlam futbol ve basketbol"'a verilen desteğin onda biri verilse müthiş başarılara imza atmak içten bile değil. Bunu sadece maddi destek olarak algılamayın.Manevi destek yani seyirci olayı da bu işlerde çok çok önemli bir konu. Paralimpik Oyunları'nda bunları çok iyi bir şekilde gördük. Engelli insanları toplumdan soyutlayarak, uzak tutarak bir şey kazanamayız ve kazanılmadı da. Onları kazanırsak biz de kazanırız.

Çin bu konuda idol olmuş durumda. Küçüklükten başlayan ve iyi antreman programlarıyla hazırlanan çocuklar Çin'i her zaman zirveye taşıyorlar. Bizim bunu yapmamız için hiç bir "engel" yok.

Burada en büyük sorumluluk ailelere düşüyor.Spor yapmak isteyen çocuklarına destek vermeli. "Aman yavrum ne sporu, sen yapamazsın" dememeli.Çocuğun potansiyelini siz göremezsiniz ve onu kısıtlamaya hakkınız da yok. Bunun için engelli çocuğa sahip aileler öncelikle çocuklarını iyi yetiştirmeli, onlara güvenmeli, kendilerini "güçlü" hissetmelerini sağlamalı. Sonrasında devlet de yeterli desteği verdiği takdirde başarının gelmemesi gibi bir durum asla söz konusu değildir. 

Başarının büyük kısmı vücutta değil akılda biter bence. Aklımıza başarıyı yerleştirirsek o iş çoktan olmuştur bile. Türkiye'de engellilerin eve kapanma dönemini bitirip, dışarıya çıkmasını, spor yapmasını daha da hızlı yapmalıyız. Türkiye'ye "spor ülkesi" deyimini sadece futbolla kısıtlamayıp bunları yaparsak işte o zaman gerçekten bir "spor ülkesi" oluruz.

Engelli sporlarına "sağlam futbol ve basketbol"'a verilen desteğin onda biri verilse müthiş başarılara imza atmak içten bile değil. Bunu sadece maddi destek olarak algılamayın.Manevi destek yani seyirci olayı da bu işlerde çok çok önemli bir konu. Paralimpik Oyunları'nda bunları çok iyi bir şekilde gördük. Engelli insanları toplumdan soyutlayarak, uzak tutarak bir şey kazanamayız ve kazanılmadı da. Onları kazanırsak biz de kazanırız.

Çin bu konuda idol olmuş durumda. Küçüklükten başlayan ve iyi antreman programlarıyla hazırlanan çocuklar Çin'i her zaman zirveye taşıyorlar. Bizim bunu yapmamız için hiç bir "engel" yok.

Burada en büyük sorumluluk ailelere düşüyor.Spor yapmak isteyen çocuklarına destek vermeli. "Aman yavrum ne sporu, sen yapamazsın" dememeli.Çocuğun potansiyelini siz göremezsiniz ve onu kısıtlamaya hakkınız da yok. Bunun için engelli çocuğa sahip aileler öncelikle çocuklarını iyi yetiştirmeli, onlara güvenmeli, kendilerini "güçlü" hissetmelerini sağlamalı. Sonrasında devlet de yeterli desteği verdiği takdirde başarının gelmemesi gibi bir durum asla söz konusu değildir. 

Başarının büyük kısmı vücutta değil akılda biter bence. Aklımıza başarıyı yerleştirirsek o iş çoktan olmuştur bile. Türkiye'de engellilerin eve kapanma dönemini bitirip, dışarıya çıkmasını, spor yapmasını daha da hızlı yapmalıyız. Türkiye'ye "spor ülkesi" deyimini sadece futbolla kısıtlamayıp bunları yaparsak işte o zaman gerçekten bir "spor ülkesi" oluruz.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.