Öne Çıkanlar A101 4 Nisan 2024 Aktüel Ürünler Çocuk Gelişim ve Eğitim Öğretmenliği Mülakatın Kaldırılması Tamer Karadağlı öğretmen

Hukuki Düzenlemelerde Pusulamız Referans Kaynağımız Oldu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Ülkemizin siyaset müessesesinin, milletimizi ve yargımızı darbe anayasası kamburundan muhakkak kurtaracağına inanıyorum. Milletimizin iradesine pranga vuran ve demokrasimize gölge düşüren bu meseleyi çözmek, siyaset kurumunun öncelikli görevidir.

Bugün Anayasa Mahkememizin kuruluşunun 60. yılını kutluyoruz. Anayasa Mahkemesi gerek hukuk sistemimizin gerek Cumhuriyetimizin en temel, en köklü kurumları arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Yüksek mahkememizin ifa ettiği görevleri ve sorumlulukları itibariyle özellikle devlet ve toplum hayatımızda müstesna bir konumu vardır. Sayın Başkan ve üyelerin şahsında Anayasa Mahkememizin 60. yaşını canı gönülden tebrik ediyorum. Kuruluşundan bugüne kadar Anayasa Mahkemesi çatısı altında adaletin tecellisi uğrunda samimiyetle çalışan herkese şükranlarımı sunuyorum. Yüksek mahkeme mensuplarından ebediyete irtihal edenleri saygıyla anıyor Mevla’dan kendilerine rahmet ve mağfiret diliyorum. Yine bu vesileyle bugün 24. orucunu tuttuğumuz ve artık uğurlamaya hazırlandığımız mübarek Ramazan-ı şerifinizi tebrik ediyorum. Kardeşliğin, dostluğun, muhabbetin gönülleri doldurduğu bu kutlu ayın ülkemize, milletimize ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini barışa, huzura, istikrara kapı aralamasını rabbimden niyaz ediyorum.

Adaleti mülkün temeli gören devletin dininin adalet olduğunu telkin eden bir geleneğe mensubuz. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın prensibi Şeyh Edebali’den beri yönetim anlayışımızın köşe taşlarından biridir. Sadece devleti değil bireyden başlayarak tüm toplumu ayakta tutan temel direkte yine adalettir. Adalet hangi ırktan, hangi inançtan, hangi renkten, hangi coğrafyadan olursa olsun tüm insanlığın ortak arayışı, ortak talebi, ortak değeridir. İnsanın şahsi hayatında her şeyin başı nasıl sağlıksa devlet işleyişinde ve toplum hayatında da her işin başı adalettir. Ecdadımız ilk insan ile birlikte var olan bu hakikati daireyi adliye yani adalet dairesi tabiriyle tekemmül ettirmiş, kurumsallaştırmıştır. Buna göre devlet, hukuk, siyaset, ordu, iktisat ve toplum arasındaki zincirleme ilişkinin ilk ve son halkası adalettir. Adaletin olmadığı yerde huzur olmaz,  dirlik olmaz, güvenlik olmaz, kalkınma, ilerleme, refah olmaz. Hukukun işlemediği, adalet duygusunun zedelendiği bir yerde sosyal barış ve istikrardan söz edilemez.

Gerek tarihteki önemli dönüm noktalarına, gerekse etrafımızda yaşanan huzursuzluklara baktığımız da hepsinin de geresinde muhakkak adaletin tesisi ile ilgili sıkıntıları görüyoruz. Adalet ile ilgili temel sorunları çözme kabiliyetini yitiren toplumlar iç çatışmalardan işgallere kadar birçok can yakıcı kriz ile boğuşmak zorunda kalıyorlar. Türkiye özellikle son 20 yılda gerçekleştirdiği demokrasi ve kalkınma atılımları sayesinde hamt olsun kendini bu ateş çemberinin dışında tutmayı başarmıştır. Milletimize verdiğimiz ülkeyi eğitim, sağlık, adalet ve güvenlik üzerinde yükseltme sözümüze daima sağdık kaldık. Asırlar boyunca atalarımıza rehberlik eden adalet dairesi 2002 den beri bizim de devlet ve siyaset tasavvurumuza istikamet çizdi. Hukuki düzenlemelerde pusulamız, referans kaynağımız oldu. Bu anlayışla alt yapıdan mevzuata, eğitim den vatandaşa bakış açısına uzanan geniş bir yelpazede köklü değişikliklere imza attık. Yargıda da temel kanunların yenilenmesinden geleneksel mimariye sahip yeni adliye saraylarının inşasına, Ulusal Yargı Ağı UYAP’ın kuruluşuna kadar Cumhuriyet tarihinin en büyük reformlarını bu vesileyle gerçekleştirdik.

Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru imkanı, lekelenmeme hakkı, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri, kamu denetçiliği kurumu ve istinaf mahkemeleri ile iki dereceli yargılama sistemine geçilmesi de hukuk sistemimize kazandırdığımız önemli yeniliklerdir. Hakimlerimizin, savcılarımızın ve yardımcı personelin eğitimi, özlük ve sosyal hakları bu konuda da tarihi nitelikte düzenlemeler yaptık. Ayrıca yüksek mahkemelerimizi modern, ferah ve her türlü teknolojik imkana sahip hizmet binalarına kavuşturduk. Böylece ülkemizde adaletin en hızlı, en tarafsız bir şekilde tecellisinin önünde engel teşkil eden pek çok mazereti ortadan kaldırdık. Adalet sisteminin kalitesinde yaşanan iyileşmelerin milletimizin yargıya yönelik bakış açısına da müsvet olarak yansıdığını gördük.

Son yıllarda karşılaştığımız onca badireye 17-25 Aralık ve 15 Temmuz gibi darbe girişimlerine rağmen yargıya güven giderek yükseliyor. Adalet teşkilatımız FETÖ’cü unsurlardan hukuk sistemimizde vesayetçi zihniyetten kurtuldukça yürütmesi, yasaması ve yargısıyla demokrasimiz Allah’a hamdolsun güç kazanıyor.  Hukuk devleti ilkesinde kaydedilen ilerlemeler devletle vatandaş arasında bağları güçlendirme yanında Türkiye’nin ekonomisine, diplomasisine, ticaretine, turizmine, dışardaki itibarına da olumlu etki ediyor. Ülkemizi demokrasi ve özgürlüklerle büyütme perspektifimiz çerçevesinde reform irademizi diri tutuyor Türk demokrasisini birinci sınıf bir demokrasi haline getirmek için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz.

Anayasalar her ne kadar maddelerden oluşsa da her birinin aynı zamanda bir ruhu vardır. Mevcut anayasamız maalesef ruhunu darbecilerin üflediği bir anayasa metnidir. Süngü tehdidi altında yazılan ve millete dayatılan bu anayasa son 40 senede birçok kez değiştirilmiş pek çok defa revizyona uğramıştır. 1982 anayasasıyla ilgili en kapsamlı, en köklü değişiklikleri de biz yaptık. Özellikle Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişle milli iradeyi zayıflatan anti demokratik girişimlere kapı aralayan yönetimde çift başlılık sorununa son verdik. Ancak tüm bu revizyonlara rağmen anayasamıza sirayet etmiş vesayetçi ruhu tamamen ortadan kaldıramadık. Bugün siyasetten akademiye, yargı mensuplarından sivil topluma kadar hemen herkes mevcut anayasanın lafsıyla, diliyle, ruhuyla bütünlüğünü yitirmiş bir metin olduğunu kabul ediyor. Değişikliklerle adeta bir yamalı bohçaya dönüşen 1982 anayasasının çözümsüzlük kaynağı olduğu karşılaştığımız her sınamada daha iyi anlaşılıyor. Bu acı gerçeğe gerek devlet sistemimizin işleyişinde, gerekse yargıyla ilgili zaman zaman kamuoyunda yaşanan tartışmalarda hep beraber şahit oluyoruz. Her tartışmayla birlikte Türkiye’nin demokratik, sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasaya olan ihtiyacını çok daha iyi kavrıyoruz. Ülkemiz doğrudan millet iradesini yansıtan milletin kültüründen neşet eden, evrensel değerlerden beslenen, özgürlükleri merkeze alan sivil bir anayasaya sahip olmadıkça bu tartışmalar bitmeyecektir. Milletimizin iradesine pranga vuran ve demokrasimize gölge düşüren bu meseleyi çözmek siyaset kurumunun öncelikle görevidir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ülkemizin asırlık meselelerini çözme iradesi gösteren siyaset müessesinin milletimizi ve yargımızı darbe anayasası kamburundan muhakkak kurtaracağına inanıyorum. Biliyorsunuz bu anlayışla geçtiğimiz yıl çağrı yapmış kendi hazırlıklarımızı da tamamlamıştık. Ancak muhalefet partilerinin hiç biri ortaya somut bir anayasa metni koyamadığı için maalesef bu gayretimiz şimdilik yarım kaldı. İnşallah 2023 seçimleri sonrası Türkiye bu meselesini de çözecek siyasi vasata kavuşmuş olacaktır. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken iftar soframıza teşrifleriniz için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Kuruluşunun 60. yıl dönümünde bir kez daha başkan ve üyelerinden çalışanlarına  kadar Mahkemesinin tüm mensuplarına başarılar diliyorum. Yıl dönümü etkinlikleri vesilesiyle ülkemize gelen misafirlerimize yine şahsım milletim adına teşekkür ediyor hepinize sevgilerimi saygılarımı sunuyorum, kalın sağlıcakla.'' dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.