Öne Çıkanlar Maden Çalışanları Fatma AFYONCU Milli Eğitim Bakanlığı Murat Kurum psikolog ataması

Yeni Anayasa, Hakim ve Savcı Yardımcılığı Sistemi Açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Hukuk devleti ilkesi demokrasinin olmazsa olmaz şartıdır. Ülke yönetimine geldiğim günden beri Türkiye'nin hukuk niteliğini güçlendirmenin mücadelesini veriyorum. Geniş bir alanda hukuk devletini tahkim ettik.

Ülkemizi yeni bir anayasaya kavuşturmak için TBMM bünyesinde defalarca teşebbüste bulunduk. Bunun için komisyon kurulmasına öncülük ettik. Bu teşebbüsümüz muhalefetin uzlaşmaz tavrı nedeniyle akamete uğradı.

Milletimizi, ruhunu 12 Eylül vesayetçilerinin üflediği, darbe mahsulü darbe anayasasından kurtarma azmimiz bakidir. Ülkemizi kuşatıcı, özgürlükçü anayasaya kavuşturacağız.

Anayasamızın toplumda genellikle 134 hükmü 20 yıl boyunca değişti. Sadece Anayasayla sınırlı kalmadık, ülkemizdeki temel kanunların neredeyse tamamını çağın gereklerine uygun ve demokrasi ve özgürlük alanlarını genişletici şekilde değiştirdik.

Hayatın akışı içinde ihtiyaç duyulan değişikliklerin yapılması tabiidir. Bu sürecin milli iradenin üstünlüğüne göre, demokrasi çerçevesinde ve toplum tarafından benimsenerek yürütülmesidir. Yeni anayasa hazırlığımızı Meclis'te çoğunluk sağlansa bile halkoylamasına sunacağımızı belirtmiştik.

Kanunların doğruluğu kadar kanun uygulayıcılarının niteliği de adaletin tecellisinde hayati öneme sahiptir.

Yargı teşkilatımızın insan gücünü, kalitesini ve donanımını artırmak için hakim ve savcı yardımcılığı sistemini getiriyoruz. Yargının tüm kademelerinde toplamda 3 yıl süreyle yardımcı sıfatıyla görev yapacak hakim ve savcılarımız böylece sisteme bütünüyle hakim olacaktır. Bir anlamda ahilik geleneğimizin temelini oluşturan usta çırak sistemini yargıya da taşıyoruz. Bu yeni sistemi çok yakında fiilen başlatıyoruz.

Önümüzdeki dönemde devletin başı ve yürütmenin temsilcisi olan Cumhurbaşkanı ile milli iradenin temsilcisi meclisimiz ve millet adına karar veren yargımızla ülkemizi her alanda daha ileriye götürmeyi sürdüreceğiz. Danıştay'ımızın da bu çerçevede üstlendiği hayati fonksiyonla Türkiye'nin demokratikleşmesine, büyümesine, gelişmesine katkıda bulunmaya devam edeceğine inanıyorum.'' dedi.

Adalet Bakanlığı’nda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, ''Sayın Cumhurbaşkanımız bugün Danıştay’ın 154. Kuruluş yıl dönümünde yaptığı konuşmada, hakim ve savcı yardımcılığı müessesinin sistemimize kazandırılacağını ifade etti. Bildiğiniz gibi hakim ve savcıların mesleğe kabulden önce ciddi bir hazırlık eğitimi var. Yaptığımız incelemeler, hakimlerimizle, savcılarımızla yaptığımız görüşmeler, bu eğitim sisteminin baştan aşağı değiştirilmesi, yeni bir düzenleme ihtiyacını ortaya koydu. O nedenle yeni dönemde sınavı kazanan hakim ve savcı yardımcıları Adalet Akademisinde aldıkları bir temel eğitimden sonra hakim yardımcısı ve savcı yardımcısı olarak atamaları yapılacak ve 3 yıl süreli bir eğitimden geçeceklerdir. Doğrudan adliyelerde bir hakimin veya bir savcının yardımcısı olarak görev yapacaktır. Eğitici hakim veya savcı dediğimiz kişiler yetkin hakim ve savcılarımızdan oluşacak. Bunlar, bir tane kendilerine savcı yardımcısı veya hakim yardımcısı atanarak süreci yönetecek. İhtiyaç olursa iki tane de verilebilecek ama en fazla iki. Bizim hedefimiz, her hakimin yanına bir hakim yardımcısı, her savcının yanına da bir savcı yardımcısı vererek usta çırak ilişkisi içerisinde hakim yardımcılarımızın meslek öncesi  aynı şekilde savcı yardımcılarımızın meslek öncesi iyi bir eğitim alarak mesleğe hazır hale getirilmelerini  sağlamak.

Bu, şu anda hesaplarımıza göre 9 ay hukuk mahkemelerinde, 9 ay ceza mahkemelerinde aynı şekilde İstinafta, Yargıtayda eğitimler alınacak. Bütün bu eğitimler dediğimiz gibi belli bir usta çırak ilişkisi içerisinde bizzat arazide yaparak, sağlanacak, her mahkemeyi görecekler, her konuyu da bizzat rehber eğitici hakim ve savcı eşliğinde yaşayarak görecekler. Mesleğe başladıklarında 3 yıllık süreçte edindikleri tecrübelerle daha iyi hakim ve savcı olarak mesleklerini başarma, vatandaşımızın adalet beklentisine cevap verme konusunda daha yetkin hale gelecekler. Bu çok büyük bir hukuk reformudur. Hakim ve savcılarımızın liyakatinin arttırılması, meslek öncesinde iyice eğitilmesi ve sadece teorik eğitim değil aynı zamanda pratik bir eğitimden geçirilerek mesleğe hazırlanması konusunda atılmış son derece önemli bir adım ve reform olduğunu düşünüyoruz. Bu reform sonucu yeni hakim ve savcı yardımcılığı müessesi hayata geçtiğinde sistem bu şekilde işleyecek. 3 yıllık eğitimden sonra ancak hakim ve savcı mesleğine kabulleri gerçekleşmiş olacaktır. Ben bu tarihi reformun hayırlı olmasını diliyorum. Şimdiden ülkemiz için önemli bir adım olduğunu ifade etmek isterim.

Bununla beraber biz bir kaç adım daha atıyoruz. Bu düzenlemede bir tanesi meslek öncesi hakim ve savcı yardımcılığı müessesini ihdas ederek yeni bir statü kuruyoruz. Öte yandan iyi bir eğitimle mesleğe hazırlanmalarını sağlarken, meslek içinde de hakim ve savcılarımızın iyi bir şekilde yetiştirilmesi, geliştirilmesi ve Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları, hukuksal gelişmeler ve diğer konularda bilgilendirilmesi bakımından eğitimi sürekli hale getiren bir anlayış ortaya koyuyoruz. O da şu; yeni düzenleme hayata geçtikten sonra birinci sınıfa ayrılma ve birinci sınıf olabilme şartları arasına en az 3 defa meslek içi eğitime katılmış olma şartını koyuyoruz. Böylelikle birinci sınıfa ayrılma ve birinci sınıf olma şartlarından meslek içi eğitime en az 3 defa katılma şartı da konulunca meslek içi eğitim daha etkin, daha verimli bir şekilde devam edecektir. Biz, meslek içinde de hakim ve savcılarımızı sürekli gelişmeler karşısında bilgilendiren, tecrübeleri paylaşan, sorunları çözücü usta ve konunun uzmanları marifetiyle eğiten bir yaklaşımı bu dönem de devam ettireceğiz. Şimdi, meslek içi yine ihtiyari olacak, biz zorunlu hale getirmiyoruz. Birinci sınıfa ayrılmak isteyen her hakim, her savcı şunu bilecek; "Birinci sınıfa ayrılmam için en az 3 defa meslek içi eğitime katılmam gerekecek." Bu gönüllü bir şekilde eğitimleri herkesin almasını sağlayacaktır. Bu da yargı içerisinde devam eden yargılamalar süresince ortaya çıkan bazı sorunların veya eksikliklerin, yanlışlıkların bu eğitim vasıtasıyla çözümlenmesine büyük katkı sağlayacağına, hakim ve savcılarımızın geliştirilmesine ve bu konudaki liyakatların artırılmasına da çok büyük katkı sağlayacağını değerlendiriyoruz.

Tabi teftiş de var bizde, teftişin iki boyutu var; birisi, halkımızdan gelen ihbar ve şikayetler üzerine yapılan teftişler. O teftişler daha ziyade disiplin veya hukuki yaptırımlar içeren konularla ilgili. Ama eğitici öğretici olmaktan uzak olan teftişler, ikinci bir teftiş var o da rehberlik edici, öğretici, yol gösterici teftiş. Şu anda maalesef bu teftiş sağlıklı bir şekilde işlemiyor. Yeni düzenleme çerçevesinde bundan sonra Türkiye’de her adliye en az 2 yılda bir rehberlik edici, eğitici, yol gösterici teftişten geçmiş olacak. Bu zorunlu hale gelecek. Her yıl Hakimler ve Savcılar Kurulumuz ocak ayının en geç ikinci haftasına kadar o yıl içerisinde hangi adliyelerin teftişinin yapılacağını ilan edecek ve o çerçevede teftişler yapılacak, yeteri kadar müfettiş alımı yapacağız. Müfettişlerimizin durumunda da o işi gönüllü yapmalarını sağlayacak bir takım iyileştirmeleri de yapmayı hedefliyoruz. Bir yandan meslek öncesi eğitimin standardını yükselterek, niteliğini artırarak öte yandan meslek içi eğitime ayrı bir statü kazandırarak ve meslek içi eğitimi zorunlu, görünüşte zorunlu değil ama fiiliyatta zorunlu gibi bir hale getirerek öte yandan da rehberlik teftişi sistemimize daha etkin bir şekilde uygulama adımını atarak hakim ve savcılarımızın sürekli gelişim, değişim ve liyakatlerini arttırma konusunda bir gayret içerisinde olmalarını sağlayacağız. Bu da vatandaşlarımızın adalete güvenini, yargı hizmetlerinden memnuniyetini artırmada çok büyük bir rol oynayacaktır. Kararlardaki isabeti arttırmada adalet beklentisini karşılamada çok önemli katkılar sunacaktır diye düşünüyorum.

Noterlik müessesi bizim sistemimizde bir güven müessesi. Atacağımız yeni adımla gayrimenkul alım ve satım işlerini Tapu Sicil Müdürlükleri yanında noterliklerin de yapılmasına imkan sağlıyoruz. Bu düzenlemeden sonra Türkiye’de gayrimenkul alım ve satımı yapan her bir vatandaşımız bir yandan isterse Tapu Sicil Müdürlüklerimize giderek, bu işlemi yapabileceği gibi noterliklere de giderek bu işlemi yapabilme imkanına kavuşacak. Noterlere gitmek veya Tapu Sicil Müdürlüğüne gitmek tamamen vatandaşımızın tercihine bırakılmaktadır. Ama noterliklere bu yetki ve görevin verilmesi, vatandaşlarımız için çok büyük kolaylıklar ortaya çıkaracağına yürekten inanıyoruz. İnsanımız bu tercihten dilediğini kullanacak ve bu sistem işleyecek. Burada şunu da ifade etmek isterim; tapu devir işlemleri,  alım satım işlemleri sırasında Tapu Kadastro Genel Müdürlüğüyle tabi Noterler Birliğimiz ortak çalışmalar yaparak burada güvenli bir sistemi hayata geçirecekler. İşlem noterde yapıldığı an aynı şekilde Tapu Sicil Müdürlüğündeki kayda aynı anda düşecek. Dolayısıyla arada bir fasıla da olmayacak, güvenlik riskleri hiç olmayacak. Vatandaşımızın hakkını, hukukunu koruyan güvenlik tedbirlerini de içeren adımlar bunun içerisinde olacaktır. Bu da son derece önemli ve yeni bir gelişmedir. Hem vatandaşlarımız için büyük bir kolaylık olacak hem de yeni bir kapıyı Tapu ve Sicil Müdürlüklerinin yanında vatandaşımızın önüne koymuş olacağız. Dileyen Tapu Sicil Müdürlüğüne gidecek, dileyen noterliklere gidecek her yerde de tapudaki işlemlerini yaptırabilecekler. Bu da çok önemli bir reform ve önemli bir değişimdir. Bunun da şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. Biz de bu süreçlerin takipçisi olacağız.'' dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.