KamuMeb

Öğretmen Atamaları ve Öğretmenlik Meslek Kanunu Açıklaması

EĞİTİM PERSONELİ

A Haber canlı yayınına katılan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, matematiğin de kendine ait bir dili olduğunu ve bu kapsamda çalıştıklarını; yardımcı kaynaklar konusunda ilk defa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2022-2023 eğitim-öğretim yılının başlangıcında açıklamalarda bulunduğunu, 153 milyon ücretsiz kitabın bu sene tüm sınıf kademelerinde dağıtıldığını; Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun öğretmenlerin 60 yıllık özlemi ve tüm eğitim platformlarında, millî eğitim şûralarında zımnen veya açık olarak dile getirilen bir konu olduğunu; ücretli öğretmenlerin kadro durumu ile ilgili şu anda böyle bir çalışmanın olmadığını belirtti ve öğretmen atamaları konusuna değindi.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ''Üç dile ağırlık verdik: Birincisi Türkçe ana dil, ikincisi matematik, üçüncüsü de yabancı dil. Türkçe başta olmak üzere sadece okuduğunu anlama değil tüm becerileri geliştirecek şekilde metodolojimizi değiştirdik ve ölçme yöntemlerini değiştirmeye devam ediyoruz. Matematik için de aynı durum söz konusu. Geçen yıl çalışmalar yaparak Matematik Seferberliğini başlattık. Yani sadece sayısal eğilimi olanlar değil, tüm çocuklarımızın matematiği sevmeleri için yeni yaklaşımlar ortaya koyduk. İlk kez bu yıl matematik yaz okulları açtık. Yaklaşık 1 milyon öğrencimiz bu anlamda ve bilim, sanat ve yabancı dil ile ilgili eğitimler aldılar. Bu süreci devam ettiriyoruz. Nihai hedefimiz, tüm öğrencilerimizin matematik okuryazarlığını güçlendirmek. Matematik korkulacak bir şey değil, yaşam kabiliyetini artıran bir mekanizma olarak onu kullanabilmesini sağlayacak bir yaklaşımı ortaya koyabilmek istiyoruz.

İlk kez dağıtılan ücretsiz kitaptan çok daha fazla, 160 milyon yardımcı kaynak dağıttık. Yani biz Millî Eğitim Bakanlığı olarak tüm imkânlarımızı kullanarak öğrencilerimizin her türlü eğitim materyali ihtiyacını karşılayabilecek kapasitede olduğumuzu gösterdik ve inşallah öğrencilerimizi desteklemeye devam edeceğiz.

Sadece bu değil; özellikle dijital platformlar, mesela öğrenci-öğretmen destek platformu oluşturduk ilk kez. Yani yardımcı kaynaklar tüm öğrencilere eşit gidiyor ama öğrenci destek sisteminde bireyselleştirilmiş öğrenmeyi merkeze alan, yani sizin hangi alanlarda eksikliğiniz varsa onu destekleyen bir mekanizmayı oluşturduk. Bir ay gibi kısa sürede 15 milyon kullanıcıya eriştik. Bakanlık olarak öğrencilerimizin eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirecek şekilde ve kaliteli eğitime erişimlerini destekleyecek her türlü mekanizmayı üretebilecek kapasitedeyiz ve üretmeye de devam ediyoruz.

Gerçekten çok önemli bir kariyer sistemi oluşturuldu. Çok büyük manipülasyonlar oldu, sadece o kariyer sistemini sınavlardan ibaretmiş gibi bir algı yaratıldı. Gelinen nokta ne oldu? Sınava girme oranı yüzde 99,74 oldu. Yani öğretmen ne dedi? 'İstediğiniz kadar boykot çağrısı yapın, istediğiniz kadar manipülasyon yapın... Bu benim için, kariyerim için önemlidir, ben bunu kabul ediyorum ve sınava giriyorum.' dedi ve sınava giren öğretmenlerimizin yüzde 97'si de uzman öğretmen ve başöğretmen olarak başarılı bir şekilde süreci tamamlamış oldu. Her yıl, inşallah, bu sınavı yapmaya devam edeceğiz.

2000'li yıllardaki eğitim istemindeki öğretmen sayısı 500 bin, şu andaki öğretmen sayısı 1 milyon 200 bin, yani 750 bin öğretmen son yirmi yılda atandı. Onlar ne için atandı? Eğitimi kitleselleştirirken öğretmen başına düşen öğrenci sayısını OECD ortalamasına yaklaştırmak ve öğrencilerin kaliteli bir eğitimden faydalanmasını sağlamak için yapıldı.

Son yirmi yıla bakın, her yıl öğretmen ataması oldu. Millî Eğitim Bakanlığı çalışmalarını yapar gerekli bakanlıklarla. Bunun bütçelenmesiyle ilgili Hazine ve Maliye Bakanlığımız, Cumhurbaşkanlığı Strateji Bütçe Başkanlığımızla gerekli istişareler yapılır ve alım yapılacağı zaman da kamuoyuyla paylaşılır. Şimdi, en son 20 bin öğretmen atamasının 7 bin 503'ünü okul öncesi eğitime ayırdık çünkü okul öncesi eğitimde okullaşma oranında ciddi bir artışa gittik ve bu nedenle de oraya ağırlık verdik. Dolayısıyla yeni öğretmen atamasında ihtiyaçlarımızı belirleyip hangi alanlarda ihtiyacımız varsa oraya ağırlık vererek bir dağılımı ortaya koyacağız. Ayrıca, zorunlu hizmet affı da şu anda gündemimizde değil.

Geçen hafta OECD Bakanlar Zirvesi'ndeydim, Eğitim Bakanları Zirvesi'ndeydim Paris'te. İki gün çok yoğun bir şekilde arkadaşlarımızla oturumlara katıldık ve şunu gördük: Okul öncesinden mesleki eğitime, okullaşma oranlarından eğitimde dijitalleşmeye, hayat boyu öğrenmeden eğitimde özellikle kovid-19 salgını gibi olağanüstü koşullarda eğitim sisteminin daha mukavemetini güçlendirecek yeni yaklaşımların hepsinde ülkemizin orada bahsedilen konularda çok önemli mesafeler aldığını görmekten büyük mutluluk duyuyorum.

Burada Cumhurbaşkanımıza bir şükran borcu var tüm milletimizin çünkü gerçekten ilk defa son yirmi yılda yapılan yatırımlarla bu ülkenin evlatları ücretsiz bir şekilde ve çok büyük soysal politikalarla desteklenmiş bir şekilde eğitimde kendilerine yer bulabildiler. Şimdi eğer son yirmi yıldaki bu yatırımlar olmasaydı cumhuriyetin 100 yılını ıskalamış olacaktık. Amacımız; ikinci yüzyılda kapsayıcılık, eğitimde eşitlik ve kalite olmak üzere üç anahtar kelimemiz olacak. Yani herkesi içeren, eğitimde fırsat eşitliğini merkeze alan ama herkesin kaliteli bir şekilde eğitime erişebildiği bir eğitim sistemini inşa etmek için sadece Millî Eğitim Bakanlığı olarak değil; Yükseköğretim Kurulu, Kalite Kurulu, ÖSYM'yle birlikte el ele vererek çalışmaya devam edeceğiz.'' dedi.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.