KamuMeb

Türkiye'yi Her Yıl Ortalama Yüzde 5.5 Oranında Büyüttük

EKONOMİ

Malatya’da Sivil Toplum Kuruluşları ve Sektör Temsilcileri Buluşması’na katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önemli açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Gerçekten coşkulu, heyecanlı bir toplu açılış töreni gerçekleştirdik. Burada hem Malatyalı kardeşlerimizle hasret giderdik hem de tamamlanan eser ve hizmetlerin resmî açılışını yaptık. Açılışını yaptığımız projelerin, Malatya’mıza ve Malatyalı kardeşlerimize bir kez daha hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Bizler maziden atiye uzanan tarihini ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ ilkesinin üzerine inşa eden köklü bir geleneğin temsilcileriyiz. Bizim siyaset anlayışımızda, hizmet tasavvurumuzda ayrımcılık yoktur, ayrıştırma yoktur, kimseyi inancından, tercihinden, siyasi görüşünden dolayı dışlama yoktur. Kökeni, meşrebi, mezhebi ne olursa olsun 85 milyonun her bir ferdi bizim özbeöz kardeşimizdir. Devletimizin nazarında insanımızın tamamı eşit derecede hizmete ve hürmetle layıktır. Her birey birinci sınıf vatandaşımızdır. Ne 40 yıllık siyasi hayatımızda ne de 20 yılı bulan iktidar dönemlerimizde aksi yönde bir ayrımcılık izine rastlayamazsınız.

Bize oy versin veya vermesin 85 milyonun tamamını, sosyal veya siyasi rengine bakmadan kucaklamanın gayreti içerisinde olduk. Sadece ekonomide, savunmada, terörle mücadelede, diplomaside değil hak ve özgürlükler alanında da ülkemize çağ atlattık.

Tek parti dönemi artığı zihniyetin yasakçı, faşist ve baskıcı tavrına rağmen ilk günden beri Türk demokrasisini ayıplarından kurtarmanın mücadelesini veriyoruz. Elini vicdanına koyan herkes Türkiye'nin 20 yılda katettiği mesafeyi çok iyi görüyor, takdir ediyor. Bizden önce Türkiye yoklukların, krizlerin ve belirsizliklerin kol gezdiği bir yerdi. Bu ülkede yıllarca Kürdüyle, Alevisiyle, dinî azınlığıyla, mütedeyyiniyle toplumun farklı kesimleri, sosyal ve siyasi hayattan dışlanmışlardı. Başörtülü kızlarımızın en temel hakkı olan eğitim hakları, saçma sapan gerekçelerle ellerinden alınmıştı.

İmam hatip okulları ve meslek liselerine yönelik adaletsizlik, katsayı denilen ucubeyle âdeta sistemleştirilmişti. Kürt kardeşlerimiz, bir tarafta bölücü terör örgütünün diğer tarafta faşist zihniyetin olduğu bir cenderede sıkışıp kalmıştı. Alevi-Bektaşi vatandaşlarımız, kendi kimliklerini özgürce ifade etmekte dahi zorlanıyorlardı. 'Yeşil sermaye' yaftası vurulan Anadolu'nun bağrından çıkan girişimcilerimiz, hunharca dışlanıyordu.

Göreve geldiğimizde ekonomisi çökmüş, üretimi durmuş, diplomasisi zayıf, hak ve özgürlükler noktasında âdeta yerlerde sürünen bir Türkiye tablosuyla karşılaştık. Önce Rabbimizin yardımı sonra milletimizin desteği ve elbette sizlerin de gayretiyle daha evvel hayal dahi edilemeyen nice reformu, nice hak ve özgürlükler hamlesini tek tek hayata geçirdik. Kamu hizmetlerinin merkezine vatandaşını hor, hakir gören, kendi insanına tepeden bakan seçkinci anlayış yerine vatandaşına hizmetkâr olan kerim devlet yaklaşımını yerleştirdik. Tüm bunları da elitlerin faşist baskıcı, yasakçı tavrına rağmen başardık.

Projelerimizi iptal ettirmek için Danıştayın önünden ayrılmayanlara rağmen ülkemize sayısız eser ve hizmet kazandırdık. Faiz lobilerinin sözcülüğünü yapan mandacı ekonomistlere rağmen Türkiye'yi her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında büyüttük. Dikkat ederseniz şu anda faiz lobileri çökmeye başladı. Ve artık faizde tek haneli rakama doğru iniyoruz. Özel sektör bankaları da faizlerini düşürmeye başladılar. Terörle mücadeleden savunma sanayine, dış ticaretten sosyal yardımlara kadar her alanda ülkemize eşsiz başarılar, zaferler, rekorlar kazandırdık.

Eğitim' dedik, 'sağlık' dedik, 'adalet' dedik, 'emniyet' dedik, 'ulaşım' dedik, 'tarım' dedik, 'diplomasi' dedik ve bütün bunların hepsinde Türkiye sıçramasını yaptı. Bakın Avrupa şu anda 'Bu kışı nasıl geçireceğiz?' endişesini taşıyor. Elhamdülillah biz böyle bir endişeyi şu anda taşımıyoruz. Bugün geriye doğru baktığımızda gördüğümüz şudur; 20 yıldır kararlılıkla sürdürdüğümüz reform irademiz sayesinde Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en büyük demokratik dönüşümünü ekonomik atılımını bizimle yaşadı. İnşallah bundan sonra çok daha büyük atılımları yine sizlerle birlikte hayata geçireceğiz.

Nasıl eser ve yatırım siyasetimizde, 'tamam' sözüne yer vermiyor, sürekli yeni projelerin peşinde koşuyorsak, hak ve özgürlükler konusunda da çıtayı sürekli yukarı taşıyoruz. Hükûmet olarak reform irademizi güçlü bir şekilde sürdürüyoruz. Şu iki hususun altını çizerek özellikle ifade etmek isterim. Bir, Türkiye'de vatandaşa hizmet noktasında bakanlıkları ve belediyeleriyle kimse bizim elimize su dökemez. İki, milletimizin talep ettiği yeni reformları hayata geçirme hususunda da hiç kimse bizimle yarışamaz.

Gelin, tarihinizde ilk kez sorunun değil çözümün parçası olun" dediklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şimdi buradan aynı davetimizi tekrarlıyorum. Amacınız, siyasi şov yapmak değil de yasakların Türkiye’sini gerçek manada tarihe gömmekse bunun yolu bellidir. İçeriği mayınlarla, tuzaklarla, sinsiliklerle dolu yasa teklifleriyle milletin ve milletvekillerinin vaktini çalmayın. Olmadık bahane ve şartlar öne sürerek ipe un sermekten vazgeçin. Şayet gerçekten dürüstseniz kanun teklifleriyle oyalanmak yerine bu işi anayasa değişikliğiyle kalıcı bir çözüme kavuşturalım. Kılık kıyafet özgürlüğünü anayasal güvenceye alırken aynı zamanda toplumun temel direği olan aile kurumunu daha da güçlendirelim.

şte şu anda Türkiye genelinde görüyorsunuz LGBT diyorlar. Güçlü bir ailede LGBT diye bir şey olabilir mi? Olamaz. Bunun kimlerle nasıl iş tuttuğunu zaten biliyorsunuz. Hangi siyasi partiler bunlarla iş tutuyor, bunları da biliyorsunuz ama AK Parti'nin böyle bir derdi yok. Bize güçlü aile lazım. Çünkü güçlü milleti biz ayağa kaldıracağız. Millî iradenin temsilcileri sıfatıyla milletimizi sapkın ve sapık akımların saldırılarından beraberce koruyalım. Böylece farklı siyasi partiler olarak, 2023 seçimleri öncesinde tarihî bir uzlaşmaya hep beraber imza atalım.

Tüm milletvekillerimizle sözümüzün sonuna kadar arkasındayız. Aynı dürüst tavrı muhalefet partilerinin de göstermesini bekliyoruz.

Hünkâr Hacıbektaş Veli'nin, 'bir olalım, iri olalım, diri olalım' düsturunu her alanda hayata geçirmenin gayreti içerisinde olalım. Önceki gün meclisimize sunduğumuz Alevi-Bektaşi kardeşlerimizin talepleriyle ilgili kanun teklifimizi de millî birlik ve kardeşlik hamlelerimizin en son örneği olarak görüyoruz. Teklifte yer alan reformların birkaç marjinal haricinde vatandaşlarımız tarafından hüsnü kabulle karşılanması bizim için çok kıymetlidir. Türkiye artık en sancılı konuları bile büyük bir olgunluk içinde konuşacak, tartışacak, hukuki zeminde çözebilecek bir iklime kavuşmuştur.

Tevhidi bir, kitabı bir, kıblesi bir, peygamberi bir, ezanı bir olan milletimizin bölünmesine kutuplaştırılmasına, kimlik ve köken üzerinden birbirine düşürülmesine kesinlikle fırsat vermeyeceğiz. Aynı şekilde ülkemizi hem küresel ekonomik krizin etkilerinden koruyacak hem de hedeflerine süratle ilerlemesini sağlayacak ekonomi programımızı da beraberce başarıya ulaştıracağız. Daha düne kadar uyguladığımız program için bize demediğini bırakmayanların hatta kendi akıllarınca dalga geçenlerin bugün aynı noktaya gelmeye başlamalarını biz tebessümle takip ediyoruz. Türkiye Yüzyılı'nı inşa ederken hem 20 yıllık demokrasi ve kalkınma kazanımlarımıza sahip çıkacak hem de ülkemizi dünyanın birinci liginin ilk sıralarına çıkarma hedefimizden taviz vermeyeceğiz.

Özellikle de Malatya'nın kanaat ve sivil toplum önderi olan siz kardeşlerime önemli sorumluluklar düşüyor. Kapısını çalmadığımız, gönlüne girmediğimiz her insanımızın vebalinin üzerimizde olduğunu aklımızdan çıkarmadan çalışacağız. Malatyalı hiçbir kardeşimizin istiklalimizi ve istikbalimizi tehlikeye düşürecek bir atalete ve rehavete kendisini kaptırmayacağına inanıyorum. Gayret bizden tevfik Allah'tan, destek ve hayır duası sizden. Mevla yolumuzu, bahtımızı açık etsin.'' dedi.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.