KamuMeb

MHP Lideri Bahçeli'den 3 Önemli Öneri

GÜNCEL

29 Mart 2022 tarihli partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, önemli açıklamalarda bulundu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Amacımız gönül kazanmak, gönüller yapmaktır. Amacımız milletimizin takdir ve tercihine mazhar olabilmektir. Tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur. Bizim ne odunlaşmış kafalarla ne anlayışlarla işimiz ve ilgimiz vardır. Biz ne yapacağını, hangi vasıtaları kullanacağını, nereye ulaşacağını bilen ve mücadelesini sürdüren Türkiye sevdalılarıyız.

MHP'nin siyaseti başkaları gibi icazetle, ipotek altında bir siyaset olarak görülemez. Milletimiz ne diyorsa sözümüz odur. Milletimiz neyi istiyorsa dileğimiz aynısıdır. 2023, Türkiye'nin kader ve karar yılıdır. Bu bilinç ve kavrayışla siyasi faaliyetlerimizi yaygınlaştırıyoruz. MHP'yi itibarsızlaştırmaya, oy oranının iniş halinde olduğunu gösteren kim varsa 2023'te nal toplayacaktır. Algı operasyonları bize sökmez. Sipariş ve yalan anketler doğru duvarı yıkmaya, milletin iradesine ket vurmaya yetmez. Bizim kiralık anket şirketlerinden öğreneceğimiz bir şey olmadığı gibi, bunlara aldanıp siyaset yapmamız da 53 yıllık mazimizin inkarıdır. Bizim hakkımızda tek söz ve karar sahibi büyük Türk milletidir.

19 Şubat'ta başladığımız toplantılarımızı geçtiğimiz haftasonu tamamladık. 24 Haziran 2018 seçimlerinde CHP'nin sandıktan birinci çıktığı 6 il ve 125 ilçede bu partinin iç yüzünü milletimizle paylaştık. CHP'ye oy veren kardeşlerimize parti yönetiminin ne hale düştüğünü, kimlerin arkasından sürüklendiğini ifade ettik.

MHP'nin teşkilatları 4 Eylül 2021 tarihinden bugüne farklı siyasi programı başarıyla yerine getirdi. Planlama aşamasından sahadaki tatbikine kadar gereği neyse yapılmıştır.

Biz çok bilen değil, çok seven ve çalışan, çok inanan bir davanın mensuplarıyız. Zilletin çarkı kırılacaksa zalimlerin karanlık senaryoları yırtılacaksa bunun tek yolu MHP ile Cumhur İttifakı'nın yüksek mücadelesidir.

Geçtiğimiz hafta sonu MHP'li belediye başkanlarımızla bir araya gelerek verimli, faydalı bir toplantı sürecini gerçekleştirdik. Belediye başkanlarımızın tutumları, hizmet etmeleri hem sevindirici bir gelişme hem gelecek için demokratik bir fırsat olarak teyit edilmiştir.

MHP ve Cumhur İttifakı Türkiye'nin istiklalinin güvenlik kilididir. Biz 2023 yılı haziran ayına kadar durmayacağız. Sürekli bir adım önde olma gayreti içinde olacağız. Fitnecilerin tuzaklarına takılmayacağız. Biz muazzam bir tarihi özümseyerek, muhteşem bir geleceğin fecri olmaya Cumhur İttifakı olarak sonuna kadar varız.

Dünya genelinde barış, huzur, güvenlik ve istikrara duyulan özlem insanlığın ortak hedefidir. Ekonomik çalkantılar, siyasal anlaşmazlıklar, çatışmalar huzur ümitlerini baltalamaktadır. Devletler arası kutuplaşmaların varlığı kadar, paramiliter örgütlerin, silahlı çetelerin iyice palazlandı. Bugünkü dünya tablosunda sayıları 85 milyona ulaşan mülteci durumuna düşmüştür.

En son olarak Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle 60 bin Ukraynalı sığınmıştır. Silahların konuştuğu yerde insanlık susmaktadır. Elbette haklı bir bahanesi olmayan hiçbir savaşın kazananı olmayacaktır. Her savaşın kaybedeni insanlıktır. Rusya ile Ukrayna arasında 34'üncü gününe giren çatışmaların enerji ve gıda fiyatlarında artışları nasıl tırmandırdığı ortadadır.

Rusya dünya doğalgazının 4'te 1'ine sahiptir. Küresel gıda ihracatının yüzde 25'i Rusya'nın tekelindedir. 44 milyon ton buğday ihraç etmektedir. Ukrayna savaşı enerji ve gıda güvenliği konusunda herkesin stratejik bir karar aşamasında olduğuna işaret etmektedir.

BM Gıda ve Tarım Örgütü'nün yaptığı açıklamalarda, Rusya ve Ukrayna'nın tarımsal faaliyetlerindeki aksaklıkların dünyadaki açlık sorununu kamçılayacağı iddia edilmektedir. Türkiye'nin acil ve stratejik tedbirler alması milli bir zaruret olarak karşımızdadır.

İlk olarak, gıda güvenliğinin tam ve eksiksiz sağlanması şarttır. MHP, tarım sektörünü Türkiye'nin varoluş mücadelesini temel taşı olarak değerlendirmektedir. Ekilebilir tarım arazilerini genişletmek ve çiftçilerimizi desteklemek zorundayız. Tarım sektörünün yüksek verimlilikle, teknoloji kullanabilen, ihracat kapasitesi yüksek bir yapıya kavuşturulması esastır. Çiftçilerimize sağlanacak destek arz ve talebi dikkate alan, refah artışı sağlayan, üretim maliyetini gözeten bir anlayışla yapılandırılmalıdır. Yüksek verim ve kalitede fide, tohum, damızlık hayvan geliştirilmesi desteklenmelidir. Tarımsal ürünlerin çeşitlendirilmesi, verim ve kalitenin yükseltilmesi, istihdam sağlanması, marka olarak pazarlanmasına dayalı yapılanma oluşturulmalıdır. Tarım-sanayi entegrasyonun sağlandığı tarım kentleri kurulmalıdır.

İkinci tedbir olarak enerji arz güvenliğinin temin edilmesidir. İleri teknoloji kullanarak yeni ve yenilenebilir enerjilerle Türkiye enerji bağımlılığından kurtulması mümkündür. Enerji dış bağımlılığının azaltılarak yerli enerji kaynaklarının kullanılması, nükleer başta olmak üzere yeni teknolojileri üretecek yetkinliğe kavuşulmasıyla ülkemizin kurulu gücünün enerji talebinin karşılamasıdır. Karadeniz'de keşfedilen doğalgaz kaynağı, Doğu Akdeniz'de bulunacak yüksek rezerv ülkemizin elini güçlendirecektir. Milli seferberlik ruhuyla, enerji ve tarım sektörünü çembere alan tehditlerin önüne geçilmesi siyasi sorumluluk sahibi herkesin müşterek görevidir.

Üçüncü tedbir olarak, bazı mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki hormonlu artışa karşı alınacak önlemlerdir. Ayçiçek yağından sonra şekerdeki fiyat artışının piyasa esaslarını karşılamadığı ortadadır. Şeker fiyatlarının 7 liradan 19 liraya çıkması bayat bir ekonomik operasyonun servis edilmesinden başka bir şey değildir. Yeterli şeker olmasına rağmen fiyat artış beklentisi, şeker stoklayanların gözünü hırs bürümesi, şekeri tartışma konusu haline getirmiştir. Telaşa ve paniğe gerek yoktur. Dini imanı para olan çıkarcılardan hesap sorulmalıdır. Bizim önerimiz, Türk Şeker'in fiyatları yeniden belirlemesidir.

Dün domates, soğan, patates diyerek ortalığı karıştırmak isteyenler bugün farklı ürünlere bel bağlamışlardır. 2023'e kadar bu karanlık kampanya hız kesmeyecek farklı boyut ve içeriklere bürünerek gıda güvenliğimizi tehdit edecektir.

Enflasyondan biz de şikayetçiyiz. Ancak bunu siyaset konusu yapanları iyi niyetli göremeyeceğiz. Devletimiz ve hükümetimiz tüm meselelere hakimdir. Zillet korosunu uyarıyorum. Ateş olsanız cürmünüz kadar yer yakarsınız. Gölgesinde yattığınız yalan ve dedikodular ters tepecek, alayınızı rezil edecektir.

Rusya ile Ukrayna arasındaki tarihi görüşmelerin Dolmabahçe'de başlayacağı anlaşılmaktadır. Türkiye'nin dengeli, tutarlı, tarafsız politikalarıyla güvenli bir ülke olduğunu tescillemiştir. Dileğimiz Putin ile Zelenskiy'in İstanbul'da görüşmesidir. Dünyanın beklediği çözüme bir adım daha yaklaşılmıştır. Biz çatışmaların son bulmasını, statükonun yeniden ele alınmasını, ateşkesin tesisiniz arzuluyoruz.

Geçmişte orak çekiç flamasını sallayan gedikli Marksist ve sosyalistler bugün bir numaralı Amerikancılar kesilmiştir. Dolmabahçe'ye demirleyen ABD'nin 6'ncı filosuna 1968'de saldıranlar ve onların izinden yürüyenler bugün utanmadan, sıkılmadan o filonun kurşun askeri haline gelmiştir. Bunların dünü de yanlıştı, bugünü de. Türkiye nerede duruyorsa bunlar karşısında yer alır. Biden devşirmelerinin emperyalizmin kuklalarının ülkemize kurulan tuzak olduğunu kimse yok sayamaz.

İşte CHP bunların topal siyaset ayağıdır. Zilletin diğer ayakların moral aşısıdır. Başka yerde kudret arayanlar iki dünyalarını da kaybetmiş sefillerdir. Bunlara gelin Türkiye'nin hak ve çıkarlarını anlatın derseniz öncelikle neyi kazanıp neyi kaybedeceklerine bakarlar. Vatan ve millete yan bakanlara, surat asanlara, el kaldıranlara sessiz ve seyirci kalmak şerefli ve onurlu bir davranış mıdır? Biz hiç kimsenin milletine ve milliyetine bakmadan ilkelerimiz ne diyorsa, inancımız ne buyuruyorsa, Türkiye'nin egemenlik hakları ne gerektiriyorsa siyasetimizi ona göre belirliyoruz.

Biz hiçbir ülkenin kategorik olarak karşısında değiliz. NATO Zirvesi'nin sonuç bildirgesi sadraşifa oldu mu? Yapılan yorumlara baktığımızda gözümüze çarpan ilk iddia bu örgütün benzeri görülmemiş bir dayanışma sağladığıdır. Rusya'yı kınadığını açıklayan NATO, Ukrayna'ya yardımın süreceğini duyurmuştur. NATO bildirisinde saldıranlıkla suçlanan Rusya 3 kez kınanmıştır. İşgal nedeniyle en kuvvetli şekilde, sonra kadınlar, çocuklar dahil sivileri hedef aldığı için, son olarak da nükleer santralleri tehlikeye attığı için kınanmıştır. Ukrayna-Rusya savaşının devamını isteyen güç merkezleri bellidir. ABD bu savaştan rahatsız değildir. Zira, stratejik çıkarlarına ve hedeflerine uygun olan budur.

Kanlı savaş NATO'ya yeni bir ruh katmış, öldüğü söylenen beyin yeniden çalışmaya başlamıştır. NATO, şiddet ve nefretten kazançlı çıkmıştır. Almanya hükümeti ise Rusya ile enerji ticaretinin durdurulmasının mümkün olmadığını söylemiştir. Türkiye NATO üyesidir. Aynı zamanda ve ne yazık ki yaptırımlara muhatap kalan da bir ülkedir. Türkiye hiçbir ülkenin kule bekçisi, silahşörü değildir. Biz ne Rusya'dan ne Ukrayna'dan taviz veremeyiz. Ankara'nın tarihi vizyonuyla hareket ederiz.

Zillet ittifakı partileri gündemin gerisinde kalma telaşına kapılmış olacaklar ki yeni toplantı yapmışlardır. Zillet ittifakı Türk polisine işkenceci diyen devasızların evsahipliğinde bir araya gelmişlerdir. Daha önce 6+1 toplananlar şimdi 6+2 olmuştur. Bu ittifakının adı Kuytul ittifakı olarak hafızalara kazınmıştır. 6 partinin ortak imzasıyla yayımlanan bildiride yine hiçbir şey yoktur.

Zillet ittifakı partilerin ortak açıklmaası evlere şenliktir. Metnin çarpıklığa, tutarsızlığa çanak tuttuğu belgelenmiştir. Dünya Türkiye'nin stratejik yükselişini konuşuyorken, bu zillet ittifakı gelişmeleri tribünden izlemektedir. Bunlar hacıyatmaz gibi düşüp düşüp kalkıyorlar. Derslerine çalışmıyorlar. 6 partinin ortak açıklamasında yer bulan saçma sapan değerlendirmeye karşı biz de geçmiş olsun diliyoruz. Yazık size, ayıp size. Türkiye'ye bu kadar mı yabancısınız. Bu zilletin kendine hayrı yoktur, ülkemize hayrı nasıl dokunacaktır? Türk milleti bunlara müsaade etmeyecek, sandığa gömecektir.'' dedi.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.