KamuMeb
2024-05-01 22:48:14

Kitap Okumak Pahalı Bir Zanaattır

İrfan ERTAV

01 Mayıs 2024, 22:48

Kitap okumak gerçeklerle yüzleşmenin en kestirme yoludur. Kitap okumak dünü bilmeyi bugünü yaşamayı yarını hayal etmeyi gerektirir. Kitap okumak disiplin ister, düzenek ister zaman ister. Emek ister alın, akıl teri dökmeyi gerektirir. Kitap okumak ruha nefes almayı öğretmek demektir. Kitap okumak toplumdaki ortalama beş kişinin dışına çıkmak yeni ortalamalar oluşturmaktır. Kitap okumak düşünmektir, eyleme geçmektir. Hâsılı ilk emri “oku” olan dinin, gerçek anlamıyla buluşmaktır. Mahiyetini, güzelliğini keşfedip, yaşanabilir, anlaşılabilir bir dünyayı inşa etmektir. Hakkına rıza göstermek, fazlasından eksilmektir. Kâinatın bütün canlı ve cansız varlıklarına saygı duymanın diğer adıdır okumak. Birken bin olmak, ölüyken diri olmaktır. Hiç tanımadığın insanlarla aynı havayı teneffüs etmek, farklı coğrafyalarda gezinmek, hüzünlere ve sevinçlere ortak olmaktır. Aynı çağda yaşamadığın gelmiş geçmiş büyük insanlarla kol kola omuz omuza yürek yüreğe yol yürümektir. Tabduk Emre’nin dergâhında soluklanmak, Yunus Emre ile Mevlana ile gönül sohbeti yapmaktır. Yüce Peygamberin dizinin dibine utana sıkıla oturabilmek, yüzüne bakamadan o ilahi zamanın tadına varabilmektir. Kitap okumak, 1071’de Alparslan ile Anadolu’ya girmektir. 1453’de Fatih Sultan Mehmet Han ile İstanbul surlarında kucaklaşmaktır. 1516-1517’de Yavuz Sultan Selim’le Arap Çöllerine sefere çıkmaktır. 1915’de Çanakkale’de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’le, Seyit Onbaşı ile kol kola cepheye koşmaktır. Seddülbahir’de, Kilitbahir’de, Arıburnu’nda, Conkbayır’da, Sarıkamış’ta, Antep’te, Urfa’da, Maraş’ta bu ülkenin bağrında, bu ülkenin; bıyıkları yeni terlemiş aslan parçalarıyla aynı kaderi paylaşmaktır. Ezan sesine kulak vermek, riyasız, çıkarsız aynı safta durmak kol bağlamak, gönül birlikteliği yapmaktır. Cem olmak, güzel olanı çoğaltmak, yarınlara umut bağlamaktır. Asım’ın nesli de bizim Nazım’ın nesli de bizim diyebilmektir. Farklılıkları büyük bir güç olarak görebilmektir. Ve daha nice sebeplerledir ki, kitap okumak pahalı bir zanaattır.

Günümüzde ülkemizin içinde bulunduğu sergüzeşt durumdan sorumluluk duyan var mıdır? Yüzyıllar ötesinden çizilen vizyon yolculuğunda gelinen nokta okuma kültüründen ne kadar uzakta kaldığımızın aşikar resmidir. Sosyal ağlardan edinilen bilgilerle geleceğe yön vermeye çalışan bir gençlik, disiplinsiz eğitim mecraları önü alınamaz ağır bedeller ödemeye gebedir. Bu ülkenin değerleri ve inanç kodlarına aykırı bir düzenek işlevsel hale gelmiş görünmektedir. Bugün uluorta kullanılan sosyal mecralar yeni neslin aklını başından almış, değer yargılarını çökertmiş, her şeyin normal karşılandığı bir yaşam biçimi haline gelmiştir. Kitaplardan uzak kalındığı sürece bu önü alınamaz ağır bedellerin yükü daha da fazla artacaktır.

Eğitim kurumlarında “mış” gibi yapılan ve yaşanan proje örüntüleri nicelikten başka hiçbir şeyle ifade edilememektedir. İstisnaların kaideyi bozmadığından hareketle birkaç güzel örnekte sayısal verilerin içinde kaybolup gitmektedir. En tepeden gönderilen mesajların twitter, instegram, facebook, teelgram v.b. uygulamalarla tabandakilerce paylaşılması ve çoğaltılması istenmektedir. Yaptığının doğruluğunu bu şekilde de topluma lanse etme çabası hayal kırıklığından başka bir şey değildir. Ne acıdır ki, genel yönetici profili de bu yanlışa çanak tutmaya devam etmektedir. Günü kurtarmanın, mevcut koltuğu korumanın, bulunulan mekânı biraz daha kendi çıkarı için işgal etmenin en kestirme yolu budur sanırım. Bu durum maalesef ülkenin geleceğine yönelik en büyük suikasttır. Aslında kral çıplaktır. Eğitim camiasının ekseriyeti bu duruma haizdir. Lakin içinde bulunulan durum ve koltuk kaygısı “mış” gibi yapmayı doğru bulmaktadır. Hâlbuki kadıya bile mülk olmayan o mekânlardan er ya da geç ayrıldığınızda gıyabınızda ve çoğunlukla da yüzünüze söylenecek olan bir hoş seda bırakıp bırakamadığınızdır. Belki biraz daha ağır cümlelerle söylenecekler de olacaktır. O saat gelip çattığında yaptıklarınızdan pişman olacaksanız vay halinize… Vay ki vay… Bu durum kişinin kendine, çevresine, ülkesine ve ülkenin yarınlarına karşı yaptığı en büyük kötülük olarak tarihe not düşülecektir. “Nasıl bilirdiniz” sorusunun sorulacağı o gün verilecek cevaplara hazır olun. Zira o musallada dirilme ve ayağa kalkma şansınız olmayacak. Cevap verme, kendinizi savunma, mazeret üretme şansınız olmayacak! Güç bireyin elindeyken, her şeyin geçici olsa da iyi gittiğini düşünenler, iş işten geçtiğinde zararın sadece kendine değil tüm topluma fatura edildiğini göreceklerdir. Bu sebeple kitapların uzağında durmak yapılan her şeye kılıf bulmayı kolay kılar ve hayat onlar için yolundadır. 

Kitap okumak, yalana yanlışa dur demektir. Kul hakkına riayet etmek, garip gurabayı gözetmek, liyakat, ahlak, adalet kavramlarının içini doldurmak demektir. Söylediğini yapmak, yaptığını söylemektir. Örnek birey olmaktır. Yeni neslin geleceğine projektör tutmaktır. Her şeyini kaybedeceğini bilse de doru olan hakikati haykırmaktır. Şeytanın şerrinden, nefsinin egosundan kurtulmaktır. Hâsılı kitap okumak pahalı bir alışkanlıktır. Kitap okumak zor zanaattır. 

Ne mutlu kitap okuyan kitap dostlarına. 

Saygılarımla 

İrfan ERTAV

 Yazar

 İnstagram: @yazar.irfan_ertav

 Facebook: Uzman Muallim

 G-mail:irfanertav@gmail.com

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.