Öne Çıkanlar Kurum Takip Sistemi Veri Girişi öğretmen Kamu Birliği Konfederasyonu Hazine ve Maliye Bakanlığı engelli

2024 Yılı 81 İlin Teravih Namazı Vakitleri - Teravih Namazı Nasıl ve Kaç Rekat Kılınır?

Bu yıl Ramazan Ayı 11 Mart-9 Nisan 2024 tarihleri arasına denk gelmektedir. İlk Teravih Namazı, bu yıl 10 Mart 2024 tarihine denk gelmektedir. Teravih namazının nasıl ve kaç rekat kılınacağı merak konusu. 

Erkekler ve kadınlar için sünnet-i müekkede kabul edilen Teravih Namazı 20 rekattır. Her iki rekatta ara verilerek veya her 4 rekatta ara verilerek kılınabilir, 8 rekat da kılınabilir. Yatsı namazından sonra başlayan ve sabah namazı vakti girinceye kadar devam eden Teravih Namazı Vakti, vitir namazından sonra veya önce kılıabilir. Ama teravih namazını kıldıktan sonra vitir namazını kılmak daha doğru olacaktır. 

Teravihin bir kısmında imama yetişen bir kimse, imam vitre kalkınca imamla beraber önce vitri kılıp sonra teravihten kılamadıklarını kazâ etmesi câizdir. Teravih namazı vakti içinde kılınmazsa, vakti dışında ne cemaatle, ne de tek başına (münferiden) kazâ edilmez.

TERAVİH NAMAZI CEMAATLE KILINIŞI

Diyanet İşleri Başkanlığı teravih namazlarının 2'şer rekat olarak kılınmasını tavsiye etmişse de 4'er rekat olarak da kılınmaktadır.

Niyet:

Euzü Besmele çekilerek teravih namazına niyet edilir. “Niyet ettim Allah’ım senin rızan için teravih namazını kılmaya.” Sonra tekbir alınır ve eller bağlanır.

1. Rekat

Sırasıyla "Sübhaneke duası" okunur, "Euzü besmele" çekilerek "Fatiha suresi" ile birlikte "Zammı sure veya zammı sure yerine geçecek miktarda Kur'an-ı Kerim" okunur. Rüku ve secde yapılır.

2. Rekat

"Besmele, Fatiha ve zammı sure" okunur rüku ve secde yapılır ardından tahiyyata oturulur. İki rekat şeklinde kılınacaksa "Tahiyyat duası, Salli-Barik dualarıyla Rabbena duaları" okunur ve selam verilir. Eğer 4'er rekat olarak kılınacaksa ilk tahiyyata oturulduğunda "Tahiyyat duası ve Salli, Barik duaları" okunur sonra üçüncü rekata kalkılır.

3. Rekat

"Sübhaneke", "Euzü besmele, Fatiha ve zammı sure" okunur, rüku ve secdenin ardından dördüncü rekata kalkılır.

4. Rekat

"Besmele, Fatiha ve zammı sure" okunur, rüku secde yapılırak oturulur. Bu oturuşta "Tahiyyat duası, Salli-Barik ve Rabbena duaları"ı okunduktan sonra sağ ve sol tarafa selam verilir. Teravih namazı toplam kaç rekat kılınacaksa rekatlarda sıralama bu şekilde devam eder.

EVDE TERAVİH NAMAZI KILINIŞI

Yatsı namazının farzı ve son sünneti kılındıktan sonra teravih namazına başlanır. Niyet ettim Allah rızası için teravih namazını kılmaya, bana uyanlara imam oldum" diye niyet ederek iftitah tekbirini alıp eller bağlanır. Sübhâneke okuınur. Sübhaneke'nin okunması bitince, Eûzü-Besmele, Fatiha ve bir sûre okunur. Rükû ve secdeleri yaptıktan sonra ikinci rekata kalkılır. Besmele, fatiha ve bir sûre okuyup rükû ve secde yapılır ve oturulur. İkinci rekatın sonundaki bu ilk oturuşta "Ettehiyyatü, Allâhümme salli ve Allâhümme barik" okunur ve üçüncü rekata kalkılır. Üçüncü rekatın başında Sübhaneke okunur. Sonra Eûzü-Besmele, fatiha ve bir sure okunur. Sonra rükû ve secdeler yapılarak dördüncü rekata kalkılır. Besmele, fatiha ve bir sure okunur ardından yine rükû ve secdeler yapılıp oturulur. Bu son oturuşta da Ettehiyyatü, Allâhüme salli, Allâhümme barik, Rabbenâ âtina ve Rabbena firli okuduktan sonra selâm verilir. Böylece teravih namazının ilk dört rekatı kılınmış olur. Bundan sonra ayağa kalkılarak tıpkı tarif ettiğimiz gibi dörder rekat kılınmaya devam edilerek yirmi rekat tamamlanır. Sonra da vitir namazı kılınır.

İMSAKİYE SORGULAMA

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'nun sitesinde yer alan bilgiler şöyle:

Teravih namazı kaç rekattır?

Hz. Peygamberin (s.a.s.) kıldığı teravih namazlarının kaç rekât olduğu konusunda, üzerinde ittifak edilen bir rivayet bulunmamaktadır. Her ne kadar onun vitir dâhil yirmi üç rekât teravih kıldığı yönünde bazı rivayetler varsa da (İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, III, 395; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, II, 698) bunlar fukaha tarafından farklı değerlendirilmiştir. Dolayısıyla bu konuda Hz. Âişe’nin, Hz. Peygamberin (s.a.s.) Ramazan ayındaki gece namazlarıyla ilgili hadisinden ve Hz. Ömer’in teravihin cemaatle kılınmasını başlatmasıyla ilgili haberlerden hareketle bir sonuca ulaşılmaya çalışılmaktadır. Bu konudaki haberler şöyle değerlendirilebilir:

Resûlullah’ın (s.a.s.) Ramazan’daki gece namazları sorulduğunda, Hz. Âişe, “Resûlullah, Ramazan ve Ramazan dışındaki gecelerde on bir rekâttan fazla (nafile namaz) kılmamıştır.” (Buhârî, Teheccüd, 16) karşılığını vermiştir. Başka bir rivayette bu sayı on üç olarak zikredilmektedir (Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn, 123-124). Öncelikle bu hadisin teravih namazı hakkında olduğu konusunda bir açıklık bulunmamaktadır. Diğer taraftan Hz. Âişe’nin, Allah’ın elçisinin Ramazan ayında ve Ramazan dışındaki gecelerde on bir veya on üç rekât namaz kıldığını belirtmesi, onun teravih dışında devamlı olarak kıldığı bir gece namazının bulunduğunu göstermektedir. Zaten Kur’an-ı Kerim’de de, “Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kıl. Umulur ki Rabbin, seni övgüye değer bir makama gönderir.” (İsrâ, 17/79) buyurulmaktadır.

Yukarıda zikredilenlerden, söz konusu sorunun, Ramazan ayında Hz. Peygamberin (s.a.s.) diğer ibadetlerinde olduğu gibi, gece namazlarında da bir artış olup olmadığını öğrenmek amacıyla sorulduğu ve teravih namazıyla bir ilişkisinin olmadığı anlaşılmaktadır. Hz. Âişe’den rivayet edilen, “Resûlullah (s.a.s.) Ramazan ayında, diğer aylarda görülmeyen bir gayrete girerdi. Ramazan’ın son on gününde ise çok daha fazla bir gayret gösterirdi. Son on günde, geceyi ihya eder, ailesini de uyandırırdı.” (Buhârî, Fazlu Leyleti’l-Kadr, 5; Müslim, İtikâf, 7, 8) hadisi bu görüşü desteklemektedir. Diğer yandan, bu hadisin teravihin meşru kılınmasından önce mi, yoksa sonra mı olduğu da belli değildir.

Öte yandan Hz. Ömer zamanındaki cemaatle kılınan teravih namazlarının rekâtları konusunda yirmi ve on bir rekât şeklinde iki rivayet vardır (İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, III, 392, 394). Kaynaklarımızda Hz. Ömer’in dönemiyle ilgili farklı rivayetler olmakla birlikte daha sonra teravihin yirmi rekât olarak yerleştiği ve günümüze kadar da cemaatle kılınarak böyle devam ettiği ifade edilmiştir (Bkz. İbnü’l-Hümâm, Feth, I, 485; Aynî, Umde, XI, 126-127; Mâverdî, el-Hâvî, II, 291; Şevkânî, Neylü’l-evtâr, III, 516, 521).

Teravih namazı, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali dönemlerinden başlayarak günümüze kadar cemaatle yirmi rekât olarak kılınmıştır. Sahabeden kimse buna itiraz etmemiş ve âlimler tarafından da bu şekilde kabul edilmiştir. Günümüzde de, başta ülkemiz olmak üzere pek çok İslam ülkesinde teravih namazı cemaatle 20 rekât olarak kılınmaktadır.

Bununla birlikte şunu da ifade etmek gerekir ki, teravih namazı nafile bir ibadet olduğundan, farz gibi telakki edilmesi de doğru değildir. Bu nedenle, yorgunluk, meşguliyet ve benzeri sebeplerle, teravih namazının evde 8, 10, 12, 14, 16 veya 18 rekât kılınması hâlinde de sünnet yerine getirilmiş olur. Ancak cemaate iştirak etmeye çalışmak daha iyidir.

Teravih namazının hükmü ve mahiyeti nedir?

Sözlükte rahatlatmak, dinlendirmek anlamlarına gelen tervîha kelimesinin çoğulu olan teravih, dinî bir terim olarak, Ramazan ayında, yatsı namazı ile vitir namazı arasında kılınan nafile namaz demektir.

Resûl-i Ekrem (s.a.s.) ashabıyla beraber cemaat hâlinde bu namazı kılmış, onların iştiyakını görünce farz olur endişesiyle cemaatle kılmayı terk ederek yalnız kılmaya devam etmiştir (Buhârî, Salâtü’t-terâvîh, 1; Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn, 177-178). Yine Hz. Peygamber, “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek Ramazan namazını (Teravih) kılarsa, onun geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Salâtü’t-Teravih, 1; Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn, 173) buyurarak teravih namazına teşvik etmiştir. Bu bakımdan teravih namazı, erkek ve kadınlar için sünnet-i müekkededir.

Teravih namazını dört rekâtta bir selam vererek kılmak caiz ise de, iki rekâtta bir selam vererek kılmak daha faziletlidir. Bu namazın her dört rekâtının sonunda bir miktar oturup dinlenmek müstehaptır. Bu dinlenmelerde tehlîl (lâ ilâhe illallah demek) ve salavât ile meşgul olunması uygundur.

Teravih namazının vakti ne zamandır? Yatsı namazını kılmadan önce teravih kılınsa geçerli olur mu?

Teravih ve vitir namazının vakti, yatsı namazının vaktidir. Ancak hem teravih hem de vitir namazı, yatsı namazının farzından sonra kılınır. Bu itibarla yatsı namazının farzından önce kılınan teravih ve vitir namazlarının iade edilmesi gerekir. Eğer vakit çıkmış ise; teravih’in kazası gerekmez, vitrin kazası gerekir (İbnü’l- Hümâm, Feth, I, 487; Kâsânî, Bedâî’, I, 290)

Teravih namazı tek niyetle kılınabilir mi?

Teravih namazına başlarken niyet ettikten sonra her selam verişte yeniden niyet etmenin şart olup olmadığı konusunda Hanefî âlimleri farklı görüşlere sahiptir. Tercih edilen görüşe göre teravih namazı bir bütün olduğundan her iki veya dört rekâtta selam verdikten sonra yeniden niyet etme zorunluluğu bulunmamaktadır. (İbn Nüceym, el-Bahr, I, 294; el-Fetâva’l-Hindiyye, I, 130).

Teravih namazını cemaatle kılmanın hükmü nedir?

Nafile namazların tek başına kılınması daha faziletli olduğu hâlde, teravih namazının cemaatle kılınması Hz. Peygamberin (s.a.s.) uygulamasıyla sabittir. Nitekim Hz. Peygamber teravih namazını birkaç defa cemaate kıldırmış, ancak daha sonra farz olur düşüncesiyle cemaate kıldırmaktan vazgeçmiştir (Buhârî, Salâtü’t-Teravih, 1; Müslim, Salâtü’-Müsâfirîn, 177).

Hz. Ömer halife olunca, halkın dağınık bir şekilde teravih namazı kıldıklarını görüp, tekrar cemaatle kılınmasının daha uygun olacağını düşünmüş ve sahabeyle istişare ederek bu namazın yeniden cemaatle kılınmasını başlatmıştır. Halkın vecd içinde bu namazı kıldıklarını görünce, “Ne güzel bir âdet oldu” diyerek memnuniyetini belirtmiştir (Buhârî, Salâtü’t-Teravih, 1). Hz. Ali de, bu uygulama sebebiyle “Ömer mescitlerimizi teravihin feyziyle nurlandırdığı gibi, Allah da Ömer’in kabrini öyle nurlandırsın.” (Müttakî, Kenzü’l-ummâl, XII, 576) diye dua etmiştir.

Kadınlar teravih namazını camide kılabilirler mi?

Hz. Peygamber (s.a.s.), kadınların mescide gelebileceklerini, ancak evdeki ibadetlerinin daha üstün olduğunu çeşitli vesilelerle dile getirmiş ve şöyle buyurmuştur: “Kadınların mescidlere gitmesine engel olmayın. Fakat evleri onlar için daha hayırlıdır.” (Ebû Dâvud, Salât, 53; Hâkim, el-Müstedrek, I, 327)

Hz. Peygamberin, kadınların mescide gitmelerine izin verdiği, hatta Ramazan ve Kurban bayramları gibi toplumun beraberce kutladığı sevinçli günlerde onların da bayram sevincini yaşamaları için Bayram namazına gelmelerini teşvik ettiği bilinmektedir (Buhârî, Îdeyn 15, 21; Müslim, Salâtü’l-îdeyn, 1-3, 10-12). Bununla birlikte Allah Resulü (s.a.s.) camiye gelecek kadınlara birtakım tavsiyelerde bulunmuş; dikkat çekecek şekilde giyinmelerini (Müslim, Libas, 125) ve koku sürünmelerini yasaklamıştır (Müslim, Salât, 141-142).

Buna göre kadınların namazlarını evlerinde kılmaları daha faziletli ise de farz namazları ve teravih namazını gerekli hassasiyeti göstermeleri kaydıyla camide cemaatle kılmalarında da bir sakınca yoktur. (Zeylaî, Tebyîn, I, 139, 168; İbn Nüceym, el-Bahr, I, 380)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.