Öne Çıkanlar Milli Eğitim Bakanlığı Maden Çalışanları öğretmen Fatma AFYONCU Murat Kurum

Anaokulu Olmayan OSB Kalmayacak

Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ''Mesleki eğitim merkezleri, haftada bir gün okulda, geri kalan dört gün gerçek iş ortamında eğitim alınan ve Almanya'daki duale mesleki eğitime karşılık gelen kurumlar... Aslında bu bizim geleneğimizde olan ahilik kültürünün, çıraklık, kalfalık, ustalığın yüzyıllardan beri devam eden Türkiye'deki -bu topraklardaki- uygulaması. Sadece mesleki eğitim değil, aynı zamanda ahlakı da merkeze alan, değerler eğitimi de yapan bir eğitim türü.

1998 yılında tüm Türkiye'deki mesleki eğitim merkezlerinde yaklaşık 250 bin çırak, kalfa varken katsayı uygulamasından sonra o rakam 74 bine düştü. Her ülke, beşeri sermayesinin niteliğini arttırmak için seferber olurken bizde eğitim politikaları 'Beşeri sermayeyi nasıl kullanamayız?' odağında politikalar üretti maalesef. İşte Sayın Bakanımızla o başlatmış olduğumuz girişim ve 25 Aralık 2021 tarihinde 3038 Sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nda yapmış olduğumuz değişiklik sonunda, bunun öncesinde tüm Türkiye'de mesleki eğitim merkezlerinde 159 bin çırak, kalfa varken -Dün Sayın Cumhurbaşkanımız açıkladı.- 700 bin çırak, kalfaya ulaştık. Bu, başlı başına bir sessiz devrimdir mesleki eğitim alanında. Hedefimiz, yılın sonuna kadar 1 milyon gencimizi bu geleneksel çıraklık, kalfalık, ustalık eğitimiyle buluşturmak. Bir taraftan mesleki eğitimi güçlendirirken diğer taraftan genç işsizlik oranlarımızı düşürmek için en önemli enstrüman olan mesleki eğitim merkezlerini aktif olarak kullanmak.

2000'li yıllarda Türkiye'de beş yaş okul öncesi okullaşma oranlarının yüzde 11, ortaöğretimdeki okullaşma oranlarının yüzde 40, yükseköğretimdeki okullaşmaların yüzde 14'lerde olduğu bir eğitim manzarasıyla karşı karşıya kaldık. Beş yaştaki okullaşma oranları yüzde 11'den yüzde 93'e ulaştı. Ortaöğretimdeki yüzde 44'lük okullaşma oranları, şu anda yüzde 90'a çıktı. Yükseköğretimdeki net okullaşma oranı yüzde 14'lerden yüzde 48,5'e çıktı. Yani gelişmiş ülkelerin yetmiş yıl önce ulaşmış olduğu noktaya biz yetmiş yıl gecikmeyle ulaştık.

Türkiye; ilkokul, ortaokul, lise ve yükseköğretimdeki okullaşma oranında çok ciddi hamleler yapmasına rağmen okul öncesinde 3-5 yaş aralığındaki okullaşma oranları istenilen seviyede olmadı. Bu eksikliği ortadan kaldırmak ve son yirmi yılın eğitimdeki başarı hikâyesinin çevrimini tamamlamak için Bakanlık olarak okul öncesi eğitime ağırlık verdik. Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi'nin himayesinde 3 bin yeni anaokulu ve 40 bin yeni ana sınıfı yapmak için yola düştük. Proje, Eylül 2021'de kamuoyuna deklare edildi ve bu 3 bin yeni anaokulunun 1000'inini de İstanbul'da yapmak için yola çıktık çünkü İstanbul, okul öncesi eğitime en fazla ihtiyacı olan illerimizin başında geliyordu. Beş yaştaki okul oranı Eylül 2021 tarihinde yüzde 45'ti. Millî Eğitim Bakanlığı o kadar hızlı bir şekilde tüm paydaşlarla çalıştı ki bugün itibarıyla 1.407 bağımsız anaokulu 2022-2023 eğitim öğretim yılı başlangıcına hazır hâle getirildi. 10 bin 200 ana sınıfı.

Gönül rahatlığıyla şunu diyelim: İstihdamı arttırmak için tüm OSB'lerimizde artık anaokulu var. İşte bu hamlemizle Ağustos 2021 tarihinde yüzde 78 olan beş yaştaki okullaşma oranını yüzde 93'e çıkarttık. İstanbul'daki yüzde 45 olan okul öncesi eğitimdeki okullaşma oranını bugün itibarıyla yüzde 87'ye çıkardık. Hedefimiz, 2022 yılının sonuna kadar beş yaştaki okullaşma oranını yüzde 100, dört yaşta  yüzde 35 olan okullaşma oranını yüzde 70', üç yaştaki yüzde 14 olan okullaşma oranı da yüzde 50'ye çıkarmak ve 3-5 yaş aralığındaki okullaşma oranını OECD ortalamasına getirmek. Ben bunu başaracağımıza da inanıyorum ve inşallah, sürprizimiz olacak Milli Eğitim Bakanlığı olarak... Üç bin değil, üç binin çok üzerinde anaokullarıyla tüm yavrularımızı buluşturacağız. Dolayısıyla son yirmi yılda eğitime erişimi artırmakla ilgili sosyal politikaların yansıması olarak ücretsiz bir şekilde her vatandaşımızın okul öncesi eğitime erişebildiği bir eğitim sistemini inşa etmiş olacağız hep birlikte. Bu bağlamda bugün Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızla atacağımız adımın çok kıymetli olduğuna inanıyorum. İnşallah, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızla el ele vererek Sayın Cumhurbaşkanımızın sıklıkla ifade ettiği gibi Teknofest gençliği sadece ama sadece akademik olarak başarılı değil; ahlaklı, erdemli, devletinin, milletinin değerlerini özümsemiş ve dünyaya farklı mesajlar verebilen bir nesli yetiştirmek ve güçlendirmek için elimizden gelen çabayı sarf edeceğiz.'' dedi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, ''Özellikle istihdamın geliştirilmesinde sanayi ve eğitim sektörleri arasındaki eş güdüm büyük önem arz ediyor. Bunun bilincinde olarak biz de iki bakanlığımızın iş birliğiyle bu alandaki çalışmalarımızı aralıksız bir şekilde sürdürmeye devam ediyoruz.

Proje kapsamında bir yıl içerisinde 100 organize sanayi bölgesinde anaokullarının açılmasını hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde tabii ki bu sayı daha da artacak. Okulların arazi, inşaat ve tefrişat giderleri Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda OSB'ler tarafından sağlanacak.

Böylece bir yandan çocuklar nitelikli okul öncesi eğitime erişecek, diğer yandan ebeveynlerin özellikle de kadınların istihdam edilebilirliği kolaylaşmış olacak.

81 ilimizin tamamına organize sanayi bölgelerini götürmüş olduk. Üretime geçen OSB'lerde 56 binden fazla parselde yaklaşık 2,3 milyon vatandaşımıza istihdam imkanı sağlamış olduk. Şimdi başlatacağımız bu projeyle de hem okul öncesi eğitimin daha da yaygınlaşmasını hem de istihdamın gelişimini sağlamış olacağız.

Dijital dönüşüm ve beşeri sermaye bu stratejinin en önemli ayaklarını oluşturuyor. Bilhassa sanayide yaşanan dijital dönüşüm iş gücü piyasası üzerinde köklü değişimlere sebep oluyor. Bu sebeple teknolojik dönüşümün giderek hızlandığı bu ortamda insan kaynağı stratejilerimizi de dinamik yaklaşımlarla tasarlamaya özen gösteriyoruz.'' dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.