Öne Çıkanlar Milli Eğitim Bakanlığı Maden Çalışanları Fatma AFYONCU öğretmen Murat Kurum

Bakan Özer'den Özel Okul Ücretleri Açıklaması

Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ''Aslında Tevfik İleri bir hikâyenin kahramanı... Bu toprağın insanlarının değerleriyle bütünleşik şekilde yaşama, hikâyesini hayata geçirmekle ilgili taleplerini somut bir şekilde devletin eliyle, devletle milleti karşı karşıya getirmeden bütünleştirerek mesafe alınabileceğini göstermesi anlamda çok sembolik bir anlamı var.

Ülkemizin o fedakâr insanları tek bir şey istemişlerdi: 'Çocuklarımız yetişirken dinini öğrensin. Dininin hayata tekabül eden tüm kurallarını öğrensin de inançlı bir nesil olarak bu topraklarda geçmişten tevarüs etmiş olduğu müktesebatını geleceğe taşısın. Tek istedikleri şey buydu.

1951-52 yıllarında imam hatip talebi; Tevfik İleri'nin, Celalettin Ökten'in ve Başbakan Adnan Menderes'in büyük ve cesur adımlarıyla hayata geçtikten sonra Türkiye'nin her noktasında imam hatipler, halkın katkılarıyla hayata geçirildi ve eğitim sistemimizin ayrılmaz parçası olarak farklı bir eğitim modeli şeklinde ortaya çıktı.

1999 yılında katsayı uygulaması diye yeni bir eğitim politikasıyla tekrar bir meydan okumayla karşı karşıya kalındı imam hatip liselerinde. Katsayı uygulaması çok basit bir uygulamaydı aslında. Meslek lisesi ve imam hatip lisesi mezunlarının yükseköğretime erişimini engelleyen, görünüşte çok sade, pratik bir uygulamaydı. Herkes kendi alanına, meslek alanına geçsin diye güya mesleki eğitimi güçlendirmeyle ilgili atılmış bir adımdı ama katsayı uygulaması, bu toprakların hikâyesine ihanet eden bir uygulama olarak tarihte yerini aldı. İstenilen şey şuydu: 'Akademik olarak başarılı insanlar meslek liselerine ve imam hatip liselerine gitmesinler. Dinini bilen, sadece bu dünya için değil; bu dünyada yaptıklarını ahiret için yapan insanlar vali olmasınlar, siyasetçi olmasınlar, bürokrat olmasınlar.' istedikleri buydu. 'Hiçbir yere yerleşemeyen insanların yerleşmiş olduğu bir okul türüne dönüşerek kendi kendini imha etsin.' İmam hatip ve meslek liselerinde istedikleri şey buydu. Yani şöyle geçmişe baktığımız zaman eğitim politikalarındaki anti demokratik uygulamalardan en fazla çeken okul türünün imam hatip liseleri olduğunu görüyoruz. İşte Tevfik İleri gibi kahramanların yakmış olduğu, Celalettin Ökten hocalarımız gibi kahramanların yakmış olduğu meşale, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan gibi liderlerin elinde tekrar o problemleri tek tek çözerek geleceğe emin adımlarla yürüyor.

Sayın Cumhurbaşkanımızın son 20 yılda hiçbir ayrım yapmadan, eğitimin önündeki antidemokratik uygulamaları tek tek kaldırarak atmış olduğu adımlar sonucunda, 20 yıl gibi kısa sürede 5 yaştaki okullaşma oranlarımız yüzde 11'den yüzde 99'a ulaştı. Ortaöğretimdeki okullaşma oranlarımız yüzde 44'ten yüzde 95'lere ulaştı. Yükseköğretimdeki net okullaşma oranı yüzde 14'ten yüzde 45'lere ulaştı. Yani son yirmi yıl, bu ülkede devletin milletle kaynaştığı tarihî bir döneme karşılık gelmekte. Bunun yansımalarını eğitimde çok rahat bir şekilde görüyoruz.

Düşünün, bu ülkede başörtüsü yasağı vardı. Buradaki öğrencilerimizin çoğu başörtülü... Başörtülü gençlerimiz, kadınlarımız yükseköğretime erişemiyor, üniversite kapılarının önünde, ikna odalarında eziyet çekiyorlardı.

Bugün beyin göçünden bahsediliyor. 1999'da katsayı uygulamasından dolayı imam hatipli gençler ülkeyi terk ettiler. İşte rahmetli Tevfik İleri'nin, Celalettin Ökten Hoca'mızın ve Recep Tayyip Erdoğan'ın hikâyesi; bu toplumun tüm bileşenleri ile bir arada, devletiyle birlikte barışık bir şekilde geleceğe doğru kutlu yürüyüşünü sağlamak. İnanıyorum ki yeni yüzyıl, 'Türkiye Yüzyılı' olacaktır çünkü ilk kez cumhuriyet dönemindeki kalkınmayla ilgili, eğitimle ilgili o yetmiş yıllık gecikmelerin hepsi son yirmi yılda telafi edildi. İlk kez bu toplum devletiyle el ele vererek yeni bir hikâye, yani yeni bir dil inşa etmek için yola çıktı. Samimiyetini hiç kaybetmedi. Bu coğrafya, sadece ekonomik olarak kalkınmış bir coğrafya olarak değil; tüm dünyaya merhametin, kardeşliğin, dayanışmanın nasıl olduğunu gösteren bir ülke olarak yeni yüzyılda kendisini çok daha güçlü olarak izhar edecektir. Millî Eğitim Bakanı olarak Tevfik İleri'den almış olduğumuz meşaleyi çok daha güçlü bir şekilde yakarak geleceğe taşımak için de büyük azim içinde tüm arkadaşlarımızla çalışıyoruz. Bizim istediğimiz şey, bu ülkeye güzel bir hikâye bırakabilmek, tüm insanlarımızı o hikâyenin bir parçası hâline getirebilmek ve sadece dünyevi olarak değil; değerlerin yaşadığı, Allah'ın isimlerinin tecelligâhının olduğu bir coğrafyayı adım adım, ilmek ilmek inşa edebilmek.

Buradaki amacımız sadece 2023 yılında özel öğretim kurumlarının ücretinin ne olacağı değildi. Yaşamış oldukları sorunları, daha iyi kaliteli bir şekilde hizmet verebilmek için çözülmesi gereken problemleri bizlere aktardılar. Biz de kanaatlerimizi kendileri ile paylaştık.

İnşallah bu hafta içerisinde tüm TEFE TÜFE oranları belirlendikten sonra da yeni zammı, tekrar özel öğretim kurumları temsilcileri ile bir araya gelerek, olgunlaştırarak kamuoyuyla paylaşacağız. Şu anda özel öğretim kurumlarının zamlarının ne olacağıyla ilgili bir bilgi paylaşımı söz konusu değil.'' dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.