Öne Çıkanlar Öğretmenlik Alanları Şaban Ayı Sureleri Ramazan Pidesi Malzemeleri Yardımcı Personel MEB Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Çocuklarımızın Ruh Sağlığını Da Düşünmek Lazım

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "bizim eğitimci olarak bakışımız okulların dış dünyadaki diğer diyelim ki sokak, parklar bahçeler, çarşı pazar vs. olabilir. Buralardan daha riskli gösterilmesini doğru bulmuyoruz. Okullarla ilgili bizim öğretmenlerimizin farkındalığı var. Çocukların küçük yaştaki çocukların, bilimsel araştırmaları izliyoruz. Okulların açık olması yönünde büyük bir baskın görüş var. Türkiye'de gündelik tartışmanın seyri diyelim ki ekonomiyi tartışıyorsunuz, o tartışılanın metodolojisi neyse aşıdaki ya da okulların açık kalıp kalmamasındaki metoloji de o. Buna farklı bakmalıyız. Okullar geleceğin inşaasıyla ilgili. Bilim insanlarından istirhamım şu; Türkiye'nin sosyolojisi ile desteklenmeyen sonuçları ifade etmesinler. Eğitimle ilgili pedagojik yorumlar yapmasınlar." dedi.

Kübra Par "bunlara hakim olmadan genel gidişata bakarak yorum yapmaları…" dedi. Ardından Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "klinisyen bakış açısıyla yorumların elbette kıymeti var. Ama pedagoji açısından baktığımızda başka bir kıymetten söz edebiliriz. Yüzlerce araştırmacıya görev verdik. Kovid döneminde eğitim ne olur Türkiye'de diye. Dergi çıkardık. Saha çalışmanın sonuçlarını yansıtıyor. Konuşurken buradaki verilere göre konuşuyoruz. Biraz daha gelecek tasavvuru içinde bakmamız lazım. Çocukların ruh sağlığını, aileyi düşünmemiz lazım." dedi.

Ciner Medya Grubu Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya'nın "çocukların ruh sağlığı konusunda en yetkin isimlerinden Prof. Dr. Ferhunde Öktem hoca, 'Dünyanın en mutlu çocukları Hollanda'da yaşıyorsa dönüp bakmamız lazım' diyor. Biz nota dayalı eğitim sisteminden, çocukların kendi yaşamlarını inşa edecek sınır belirlemeyi öğretmemiz gereken sisteme ne zaman döneriz?" sorusuna Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "bizim eğitim tasavvurumuz kişiye özel eğitim anlayışına doğru evrilmek. Bugünkü teknoloji buna müsait. Biz kitlesel eğitimi fabrika yemeği gibi düşünebiliriz. Ama anne yemeği başka bir şeydir. Her çocuğun yaradılışında kendi ruhuna üflenen her ne ise biz ona hizmet etmek zorundayız. Öğretmenlik çocuğun içindeki müfredatın ortaya çıkmasını hazırlayan bir ortamdır. Somut olarak baktığımda üniversite iken elbette bunları yazıp, çiziyoruz. Çok ödevimiz var. Türkiye'nin eğitim sisteminin öncelikle okullar arasındaki farkının azaltması gerekiyor. Bu fark azalmadan velilerimizin ben çocuğumun şu okula gitmesini istiyorum diyen bir anlayıştan mahallemdeki okulun her imkanı sözkonusu, dolayısıyla burada eğitim alacağına ihtiyacım vara doğru giden yolculuğumuz var." şeklinde yanıt verdi.

Habertürk yazarı Nagehan Alçı'nın "aradaki farkı kapatmak için çalışıyorsunuz ama pandemi dezavantaj olarak araya girdi. Giderek artan çocuklar arasındaki farkın olmasını bekliyor musunuz?" sorusuna Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "birleştirilmiş sınıflarda, köy okullarında okuyan çocuklarımız var. Her bir çocuğumuzun evine 17'şer kitaplık verdik. 36 farklı araç gereç olan oyun sandığı verdik. Bunu Türkiye'nin geneline yapmadık da neden en dezavantajlı kesime verdik. Çünkü onların öncelikli ihtiyacı vardı. EBA'ya da önceliği oraya verdik. Alttakini yukarıya çekme duygusu adalet duygusunu da beraberinde getiriyor." dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.