Öne Çıkanlar Fatma AFYONCU Milli Eğitim Bakanlığı Maden Çalışanları öğretmen Murat Kurum

Komisyon Çalışmalarının Yarın Sonuçlanacağını Ümit Ediyorum

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, ''Türkiye geçtiğimiz Aralık ayının sonunda tarihi bir asgari ücret sözleşmesine imza atmış bulunuyordu. Asgari ücretli olsun olmasın bütün çalışanlar da memnun olmuştu. Bir iş yerinde asgari ücret belirlendiği zaman asgari ücretin üzerinde çalışanlar için de ücretlerini yukarı doğru çekmek mecburiyetinde hissettiği bir hiyerarşik yapı var. İşverenler bu düzenlemeyi yapmak zorundalar, asgari ücretin sınırlı bir etkisi olmadığını buradan görmeliyiz. Bugün pandemiden sonra büyük bir sorunla karşı karşıya kaldık. Sadece Türkiye değil dünya büyük bir sorunla karşı karşıya kaldı. Her şeyden önce emtia zincirlerinin kopması, ulaşım zincirlerinin kopması, emtia bulunmaması üretim yapılarında ciddi sorunların ortaya çıkması şeklinde biçimlendi. Bunun Türkiye’ye yansımaları daha fazla oldu. Döviz fiyatlarında dalgalanmaların ekonomideki olumsuz etkisini dikkate aldığımız zaman enflasyonun gerçek sebeplerini daha objektif bir şekilde görmemiz mümkün. Türkiye enflasyondan çıkış yolları konusunda da kararlılıkla mücadele veriyor ama enerji kaynakları düzenlemesi bizim kendi irademizle yapacağımız bir şey değil. Bu süreçlerde karşı karşıya kaldığımız sorunlar bizim idaremizin dışında yeni probleme yol açıyor. Fakat her şeye rağmen biz bu sorunun çözümü konusunda kararlı adımlarla ilerlemeliyiz. Birincisi Türkiye’nin büyümesidir. Geçtiğimiz günlerde açıklandı ilk çeyrekte yüzde 7.3 büyüme Türkiye’nin üretim gücünün arttığını, artmaya devam ettiğini göstermektedir. Bu bizim geleceğe dair duyduğumuz güvenin en önemli kaynaklarından biridir. Bir diğeri de bu büyümenin doğrudan doğruya ihracata dayandığı sanayi üretimine dayandığı bir büyüme olmasıdır. Bu üretimdeki gücümüz Türkiye’nin gelecekte bu sorunları aşmasına yönelik, sağlıklı bir pencere içerisinde bakılmasını kaynaklarını göstermektedir. Bütün bunlar bize şunu gösteriyor, enflasyon var ama biz üreterek enflasyonu aşacağız, ihracat yaparak aşacağız. Döviz üretebiliyoruz, bu bizim güven kaynağımızdır. Geleceğe dönük de ümit kaynağımızdır. Bir başka sorun şudur; dünyanın birçok ülkesinde bu sorun yaşanıyor, üretim içerisinde enflasyonla mücadele etmek bizim için geleceğe ümitle bakmamızı sağlıyor ama bazı ülkeler üretim içerisinde değil, durgunluk içerisinde enflasyon yaşıyorlar. Türkiye çok şükür bunun çok uzağındadır ve üreterek bu sorunu çözmenin, aşmanın imkânlarına sahip olan bir ülkedir.

Gelir dağılımını düzenleyen iki mekanizma vardır; biri rekabetçi piyasa ortamı bir diğeri de sosyal devletin sosyal politikalarıdır. Gelir dağılımını bozucu birinci etki rekabetçi piyasa ortamı muhtelif sektörler arasındaki rekabeti düzenleyici etkisiyle çözülür yani farklı gelir grupları arasında rekabetçi piyasa etkisiyle gelir dağılımını, piyasanın düzenleyici sonuçlarını görebiliriz. Çalışanlar enflasyon karşısında kendi gelirlerini düzenleyemedikleri için orada sosyal devletin devreye girmesi gerekir. Bugün asgari ücrette bu fonksiyonları yerine getiren kurumsal bir düzenleme imkânı olarak önümüzde duruyor. Biz çalışanlarımızı, Türkiye’nin üretim gücünün en önemli temeli olan emekçilerimizi koruyacak sosyal devlet tedbirlerini devreye sokmak mecburiyetindeyiz. Bakanlık olarak bizim yaptığımız açıklamalar burada hep asgari ücretin normal sürede toplanması gerektiğiydi. Bugün geldiğimiz ortamda çalışanlarımızın enflasyon tahribatı karşısında korunması bizim görevimizdir ve bunu yapmak zorundayız. Bu konuda elimizdeki en önemli araç asgari ücretin yeniden belirlenmesidir. Asgari ücret sadece asgari ücret kapsamında olan yaklaşık 6 küsur milyon işçimizle sınırlı değildir. Onların üzerindeki gelir gruplarının da ücretlerinde pozitif etki yapacak bir unsurdur.

Türkiye’nin emekçileri örgütlenmediği, asgari ücretin dışında başka bir araçları olmadığı zaman ücretler asgari ücret düzeyine sıkışıp kalıyor. Bunun açılması için mutlaka örgütlenmenin önünü açmamız lazım. Biz yasal düzeyde örgütlenmeyi zorlaştıran sendikalaşmayla ilgili engelleri kaldıracak çalışmaları daha önceden basınla paylaşmıştık. Bu mevzuatta düzenlemeleri yapacağız, yasal engelleri veya yasal gerekçe olarak bazı işletme ve işverenlerin öne sürdüğü, örgütlenemeye karşı negatif tavrını aşacağız. Biz Çalışma Bakanlığıyız her şeyden önce emekçilerimizi, sosyal barışı korumak zorundayız. Bunun için de önce örgütlenme özgürlüğünü kısıtlayan zihniyeti yıkmamız lazım. Yasal mevzuattaki sorunları aşmamız lazım. Bu konuda kararlılıkla yürüyeceğiz. Ben bizim bugün başlattığımız komisyon çalışmalarının yarın sonuçlanacağını ümit ediyorum. Bu düzenlememizi de sadece Türkiye’deki gelir dağılımındaki negatif etkiye karşı emekçilerin lehine ortaya çıkan olumsuz etkilerin aşmakla kalmayacağız. Aynı zamanda bir sosyal transfer yapma imkânını da bu vesile ile bulmuş olacağız.

Bugün Türk sanayisi, bin büyük kuruluşu faaliyet içerisindeki artırıyorlar bu önemlidir ama bu karları da çalışanlarımızla paylaşmak durumundalar. Türkiye üretim de sosyal barışı sağlamadan büyümeye devam edemez. Üretmeden büyümesi mümkün değildir. Sosyal barış içerisinde, paylaşarak büyüyeceğiz. Türkiye’nin bu konjonktürle ekonomik dalgalanmaların negatif etkilerini, enflasyonun emekçilerinin üzerindeki baskısını ortadan kaldıracağız. Ümit ediyorum, sağlıklı, çalışanlarımızı ve Türkiye’yi memnun eden bir netice alırız. Ben milletimize şimdiden bu toplantının hayırlı sonuçlar vermesini diliyorum.'' dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.