Öne Çıkanlar Milli Eğitim Bakanlığı Maden Çalışanları öğretmen Fatma AFYONCU Murat Kurum

Mali Boyutunun Dışında Teknik Boyutları Vardır

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, ''Bu, 8 Eylül 1999'dan bugüne gelen bir mesele, bunu da çözüyoruz. Bu uzun uğraşılarla çözüm aşamasına gelmiştir çünkü birçok meselenin boyutu vardır. Mali boyutunun dışında da teknik boyutları vardır, onları da halletmek üzereyiz, onları da bu ay içerisinde çözdükten sonra Meclisimizin gündeminde yer alacağını planlıyoruz." dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, ''Bütünüyle petrolde, doğal gazda dışa bağımlı bir ülkeyiz. Yüz yıldır yapılmayan şeyi şimdi yapıyoruz, nedir? Nükleer tesis yapıyoruz, nükleer enerji ile Türkiye'yi yeni tanıştıracağız. Tanıştırdığımız zaman dışa bağımlılığımız daha azalacak. İlk defa doğal gaz bulduk, doğal gazı inşallah martta Türkiye'de hizmete sokacağız, soktuğumuz zaman Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığı daha azalacaktır. Daha bir çok şey.

Türkiye'nin enerjideki dışa bağımlılığının getirdiği ilave bir maliyet var. Yaklaşık maliyet 50 milyar dolar. Onun için Türk ekonomisinde bu 50 milyar doların meydana getirdiği negatif bir etki var.

Almanya'da da üretici fiyatlarında enflasyonun yüzde 35'in üzerine çıktığını söyleyeyim bu arada da ama neden o kadar değil, bunun için o kadar değil. Çünkü burada maliyetler çok yüksek, maliyetlerin temel girdisi de ulaştırma altyapısı, onun maliyeti yani petrol, doğal gazın dışında bütün enerji üretimi, elektrik üretiminin de dışa bağımlı olması. Bunları dışa bağımlılıktan kurtardıkça, adım adım bu projeleri devreye soktukça Türkiye ilerlemeye devam edecek ama Türkiye'nin bütün bu olumsuz şartlara rağmen başardığı bir şey var, Türkiye ekonomisi büyümeye devam ediyor.

Türkiye büyüdükçe sorun çözme kabiliyeti artan bir ülkedir." ifadesini kullanarak, "Türkiye, 1 trilyon dolarlık bir ekonomiye doğru, onun eşiğindedir, ilerledikçe sorun çözme kabiliyeti artacaktır. Bunun hemen yansıyan, gündelik hayatımızda hemen hissedilen neticesi nedir? İstihdam yaratmasıdır büyümenin. Türkiye'nin ekonomik büyümesi, yaklaşık 1 milyondan fazla yıl sonu itibarıyla istihdam yaratacaktır, tahminimiz 1 milyon 100 bin, 1 milyon 200 bin olmasını bekliyoruz.

Ben özellikle kendi Bakanlığımızla ilgili bunu söylüyorum. Biz çalışanlarımızı, emekçilerimizi koruyacak bir ücret politikası, sosyal politika projeksiyonuyla bakıyoruz geleceğe ve bugünümüzü yarına taşıyacak tedbirleri bugünden alıyoruz. Neler bunlar, geçtiğimiz dönemde aritmetik olarak asgari ücreti yüzde 80'nin üzerinde artırdık. Yeterli oldu mu? Olmadı. Bugün yeniden ele alıyoruz. Yarın Asgari Ücret Komisyonumuz toplanacak, toplantıdan sonra da yeniden varılan noktayı, inşallah uzlaşma noktasını buluruz, değerlendireceğiz ve bir karara varacağız. Varacağımız kararı daha önce de birkaç defa belirttim. İş verenlerimizin ödeyebileceği ama emekçilerimizin rahat nefes alabileceği rakama ulaşacağımızı düşünüyorum. Hedefimiz o, onu gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz.

2023'e Cumhuriyetimizin 100. yılına girerken de ekonomisi büyüyen, sosyal sorunlarını çözen, sosyal politika yaklaşımıyla toplumun bütün kesimlerini özellikle çalışan, emekçi, emekli ve yoksul kesimlerini, gelir dağılımından daha düşük gelir alanları destekleyerek onları yukarıya doğru tırmandıracak bir sosyal politika yaklaşımıyla sorun çözüyoruz. Bizim ücret politikamız da buna dayanmaktadır, asgari ücret politikamız da bu stratejiye dayanmaktadır. En alttaki ücretleri yukarıya doğru tırmandırmak, yukarıdakileri daha yukarıya tırmandırmak, dolayısıyla ücretlilerin milli gelirden aldığı payı artırmak, siyasetimizin özetini böyle yapabiliriz.

Pandemiden çıkışta en pozitif ayrışan iki ülkeden birisi olduk. Ekonomik bakımdan da sosyal bakımdan da iki ülkeden birisi olduk. Birisi, ekonomi bakımından Çin diyebiliriz. Sosyal bakımdan da en belki birinci sırada ayrışan biz olduk. Niye? Çünkü sağlık altyapımızla devletin hizmet götürme becerisi ve organizasyonuyla Türkiye'nin en ücra köşesine, Beytüşşebap'ın bir dağ köyünden, bizim Bayburt'un bir dağ köyünden tutun, Edirne'nin ücra köyüne kadar devlet sağlık hizmetini ulaştırdı, ilacı, doktoru, tedaviyi ve hastanelerimizi.

Geçenlerde bir arkadaşım Amerika'dan geldi. Amerika'da çalışıyor, orada ünlü bir kuruluşta çalışıyor, adını vermeyeyim. Hoca o da eski bir akademisyen arkadaşım. Dedi ki 'Türkiye'ye tatil yapmaya gelmiyorum bu defa, iki sebepten geliyorum.' Nedir? 'Dişlerimi yaptıracağım, bir de bir sağlık sorunum var, onu çözeceğim.' dedi. Batılı ülkelerin birçok alanda yaşadıkları krizin en derinini onların sağlık sektöründe görüyoruz. Dolayısıyla Türkiye sağlıktan tutun diğer alanlara... Hangi alana? Eğitim. Türkiye sadece okullaşma oranıyla değil okul mekanlarının dönüşümünde de son yıllarda çok büyük aşama kaydetti.

Türkiye tarımda... 'Türkiye kendine yeter bir ülkeydi niye ithalat yapıyor?' Türkiye'nin tarımsal ihracatı, tarımsal ithalatı ile mukayese edilmeyecek derecede ileri seviyede. Yapılan ithalatın da biliyorsunuz, içeride dahilde işleme rejimi kapsamında ihracat yapmak üzere tekrar içeriye alınan ürünlerden oluşuyor. Her alanda, Bayburt'a bakın, dağ köylerinin yollarına, barajlarına, sulama sistemlerine kadar her alanda. Benim ilkokulu okuduğum köylere doğal gaz gidiyor. Hayal edilemeyecek şeyler oluyor Türkiye'de devlet iyi imkanlar yapıyor. Türk Devleti, büyük bir devlettir. İyi yönetildiği zaman da büyük hizmetler yapar, o hizmetleri halkıyla buluşturur.'' dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.