Öne Çıkanlar engelli MEB İşveren Vekili öğretmen okullarda şiddet

Bahçeli: Yarının Türkiye'sini İnşa Edeceklermiş

2023 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerine çok sıkı bir hazırlık döneminden geçiyoruz. Bu süreci sandıkların açıldığı ana kadar da devam ettireceğiz. 2023’e doğru adayımız belli, kararımız nettir. Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Cumhur İttifakı’nın TBMM’de nitelikli çoğunluğa ulaşıp, milletimize ve ülkemize yeni bir anayasa kazandırması başlıca gayemizdir.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak 4 Mayıs 2021 tarihinde, Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümünü kucaklayacak 100 maddelik yeni bir anayasa teklif metnini milletimizle ve siyasi muhataplarımızla paylaşmıştık.

O tarihte düzenlemiş olduğumuz basın toplantımızda demiştim ki: “Bugünkü siyaset sahnesinde, her partinin yeni bir anayasa konusunda destekleyici tavrı görülmektedir.

Hiçbir parti veya hiçbir sivil toplum kuruluşu ortaya çıkıp da, yamalı bohçaya dönen, maddeleri arasındaki tutarsızlığı aleni olan darbe anayasasından memnuniyet duyduklarını ileri sürmemiş, sürememiştir. En azından herkes ittifak halinde yeni bir anayasadan bahsetmektedir.

Bu ilk aşamada konuşmak, görüşmek, farklı düşünce ve teklifleri paylaşmak için müsait bir zeminin varlığına işarettir. Ancak sıra nasıl bir anayasa yazılsın sorusuna cevap aramaya geldiğinde ne yazık ki, potansiyel anlaşmazlıklar, kutuplaşmış üsluplar kuvveden fiile geçmektedir.

Her partinin samimi bir durum muhasebesi yapmasında sonsuz yararlar vardır. Önyargıların giyotinine, siyasi angajmanların mayınlı alanına ülkemizi teslim etmek vatan ve millet sevgisiyle şüphesiz bağdaşmayacaktır.

Şayet bir toplum sözleşmesinin hazırlanmasına güçlü vurgu yapıyorsak, önce uzlaşmanın erdemine bağlanmamız, sübjektif değerlendirmelerin tutsaklığından da derhal sıyrılmamız gerekecektir.

Daha iyiyi bulmak, daha güzele ulaşmak, daha kaynaşmış ve kucaklaşmış bir devlet ve toplum düzenine vasıl olmak ütopya olarak görülmemelidir.” Hatırlarsanız düşüncelerimin bir kısmı buydu. Ayrıca bahse konu basın toplantısında şu görüş ve kanaatlerimi de açıklamıştım:

“Şu anda önümüzde tarih nehri akmaktadır. Bu nehri yalnızca seyir mi edeceğiz, yoksa yatağını değiştirmek için devreye mi gireceğiz? Elbette karar milletindir, takdir milletindir, irade milletindir. Fakat bizim de milletimizin temsilcileri olarak, onun namına taşıdığımız sorumluluklar vardır.

Yaptıklarımız kadar yapamadıklarımızdan, hatta yapmaktan kaçındıklarımızdan da hem bugüne hem de geleceğe karşı mesul olduğumuzun farkındayız. Bu farkındalığın herkese nüfuz etmesi gönülden temennimizdir. Artık uzlaşmak ve yeni bir anayasa hazırlamak milli vecibedir.

Buna dudak bükenler, sırt dönenler, yapay kriz çıkaranlar, ipe un serenler, fuzuli bahanelerle konuşmaya bile kapalı duranlar tarih ve millet huzurunda demokratik hesaba şimdiden hazır olmalıdır.

Cumhuriyetimizin 100’üncü yıldönümünü yeni bir anayasayla taçlandırmak Milli Mücadele kahramanlarına, Cumhuriyet’in kurucu değerlerine, milletimizin bizatihi egemenlik haklarıyla Türk tarihinin şerefli anılarına hürmetin ve gelecek nesilleri düşünen sorumluluk bilincinin gereğidir.”

Önerimiz ve önceliğimiz 12 Eylül darbe anayasasında tadilat yapmak değildir. Maksadımız yırtıklara yama dikmek, eksik ve gedikleri pansumanla kapatmak hiç değildir. Zillet ittifakının dün açıkladığı “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi” ölü doğmuş, deyim yerindeyse dağın fare doğurması bile mümkün olmamıştır.

1982 Anayasasının 84 maddesinde, 9 bölüm başlığı, alt başlık ve madde başlığında yapılan değişiklik önerileri tamamıyla avunma ve avutmaya dayalı beyhude bir çabadır. Birbirlerinin kulağını çekmek için pozisyon alanların ortak bir akılla anayasa yazması, anayasa hazırlaması ham bir hayaldir.

Bu kadar zahmete niye girdikleri, bugüne kadar zillet partilerinin 55 defa birbirlerini hangi amaçla ziyaret ettikleri, 9 defa niçin toplanıp dağıldıkları belirsizliğin kuytusunda asılmış bir muamma levhası olarak karşımızdadır. Bunların kafası karmakarışıktır.

1982 Anayasasında çalakalem yaptıkları mevzi değişiklikleri, 150 yıllık Anayasa geleneğinde yeni bir sayfa açmanın heyecanı ve gururu olarak takdim etmeleri kelimenin tam manasıyla zırvadır, işin özünde de tevili imkansız bir çarpıklıktır.

Zillet ittifakının Anayasa değişiklik önerisi tarihi geriye sarmak, akıntıya karşı kürek çekmek, devletin temellerine dinamit yerleştirmek, güçlenen Türkiye’ye pranga vurmak, milletin takdir ve tercihine kara çalmaktır.

Zillet ittifakı Türkiye’nin çivisini çıkarmak için zehirli önerilerini sıralamış, esas itibariyle de geçmişin tezahüründen başka hiçbir şey söyleyememiştir. Ülkemizin hızını kesmek için bariyer oluşturan, barikat diken, hendek açan, siper kazan zillet ittifakının hevesi kursağında kalacak, yayından çıkan ok bir daha sadağına girmeyecektir.

Bölücü ve teröre batmış sözde siyasi partilerin kurtarılması, hatta aklanması amacıyla parti kapatılmasını özde hukukun konusu olmaktan çıkarıp yasama organının takdirine bağlayan zillet ittifakının akıl hocası HDP’dir, PKK’dır, terör yedekleridir.

Hazırlanan önerinin amacı olarak, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni yürürlükten kaldırıp Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçişi sağlamak olarak gösterilmesi özürlü bir siyasi zekanın komplosudur. Diyorum ki, bunlardan hiçbir yol, hiçbir halt olmaz, olamaz. Bunların yapacağı veya değiştireceği anayasa yıkım anayasası, yenilgilerin egemen olduğu toplum sözleşmesidir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine keyfi demek, anayasal hak ve hürriyetleri güvencesiz bıraktığını iddia etmek, hukuk devletinin mekanizmalarını tamamıyla aşındırdığını ileri sürmek çok ağır bir bühtandır, bu bühtan faillerinin yakasına kara bir leke gibi yapışmıştır.

Şayet bugünkü gibi temel hak ve hürriyetler hakim olmasaydı, televizyon ekranlarından tutun da sokak aralarına ve toplantı salonlarına varıncaya kadar Türkiye’ye hakaret edenlere fırsat verilir miydi? Ağızlarını her açtıklarında nifak saçabilirler miydi?

Milletimizin sinir uçlarını zedeleyen küstahlıklar bu güruhun yanına bırakılır mıydı? Yarının Türkiye’sini inşa edeceklermiş. Halbuki 1982 darbe yıllarının Türkiye’sinin tıpkısının aynısına hizmet ettikleri yalın ve sarsıcı bir gerçek halinde ortadadır. Halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanını tek dönemle sınırlayıp sembolik hale getirme önerisi cahilliğin ve milleti tanımayan kadir bilmezliğin bubi tuzağıdır.

Zillet ittifakını oluşturan partilere çağrım, gelin Cumhur İttifakı’nın yeni anayasa hazırlığına ve hedefine siz de katılın. Gelin siz de bu tarihi sorumluluğa ortak olun. Geçmişe takılarak geleceğin vizyonunu kurmak gibi bir hezeyandan geri dönün. Gelin Türkiye’nin yanında durun. Gelin bu milli şerefe siz de katkı verin.

Bunu yapmazsanız tarih ve millet huzurunda nankör ve inkarcı olarak anılacaksınız, hiçbir zaman da milletimizden geçer not alamayacaksınız. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye’nin arayıp bulduğu şifadır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Lider Ülke Türkiye’nin, Süper Güç Türkiye’nin, İ’la-yı Kelimetullah’ın, Kızılelma ülküsünün önsözüdür, önyüzüdür, taşıyıcı kolonudur, devlet ve millet dayanışmasının kırılmaz ve yıkılmaz kuvvetidir. Bu sistemden geriye dönüş yoktur. Türkiye’nin film şeridi gibi geriye sarması diye bir şey de söz konusu olamayacaktır. Muhalefet partilerini izana davet ediyorum.

Bunların kazanacak aday girdabında birbirlerini yemeyi bırakmalarını, kulak çekme işine son vermelerini, enseye tokat siyasetinden vazgeçmelerini millet için, devlet için, demokrasi için gerekli ve acil olduğunu huzurlarınızda ısrarla dile getiriyorum. Yaparlarsa ne ala, yapamazlarsa pekala der işimize ve ileriye bakarız. Allah’ın izniyle zillet ittifakını yürüyüşümüzden çıkacak tozumuzla baş başa bırakırız.

2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifiyle 2021 Yılı Kesin Hesap Kanun Teklifinin Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmeleri 25 Kasım 2022 Cuma günü tamamlanmıştır. Şimdi sırayı Genel Kurul safhası almıştır.

5 Aralık 2022 Pazartesi gününden itibaren TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmeleri başlayacak, 16 Aralık 2022 Cuma gününe kadar süreç devam edecektir. Bu kapsamda grup toplantılarımıza da ara vereceğiz.

Her zaman olduğu gibi sizlerden beklentim, Genel Kurul’da yapacağınız konuşmalarda yapıcı, nezih, katkı veren, ön açan, temiz ve dengeli bir dille konuşmanız, hazırlıklarınızı tam ve eksiksiz ikmal etmenizdir.

Bütçe görüşmeleri esnasında sizlerin parti politikalarından ve Cumhur İttifakı’nın ana ilkelerinden ayrılmamanızı hassaten rica ediyorum. Ayrıca bütçe sürecinde disiplinli ve devamlı bir şekilde Genel Kurul’da bulunmanızı ümit ve temenni ediyorum.

Şimdiden açıklıyorum ki, Milliyetçi Hareket Partisi 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifinin yasalaşması hususunda destekleyici tavrını her aşamada gösterecek ve bütçeye evet oyu kullanacaktır.'' dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.