Öne Çıkanlar Öğretmenlik Alanları Şaban Ayı Sureleri Ramazan Pidesi Malzemeleri Yardımcı Personel MEB Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Bakan Koca'dan Strep-A Uyarısı

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ''Eylülden beri bazı Avrupa ülkelerinde 'A grubu beta-hemolitik streptokok' vakaları bildirilmektedir. Ülkemizde de az sayıda vaka bildirilmiştir. A grubu beta-hemolitik streptokok enfeksiyonlarının çoğu boğaz iltihabı veya ciltte enfeksiyon şeklinde ve kısmen hafif enfeksiyonlardır.

Hasta kişilerin öksürme ve hapşırmasıyla yayılan damlacıklara doğrudan maruz kalmakla veya mikrobun yayıldığı yüzeylere dokunduktan sonra ellerini yıkamadan ağız, burun veya göz temasında da kişi hastalığı alabilir. En iyi önleme yolu, ellerin sıkça sabun ve suyla yıkanmasıdır.

İlaç tedavisine başlandıktan 24 saat sonra bulaşıcılık artık söz konusu değildir.

Çocuğunuzun ani başlayan ateşi ve boğaz ağrısı var ve ateş düşürücüye rağmen düşmüyor, kötüye gidiyorsa, normalden çok daha az besleniyor veya sıvı almıyorsa, nefes almakta zorlanıyor, vücudunda hızla yayılan döküntüler varsa hemen 112 Acil'i arayın veya acil servise başvurun.'' dedi.

Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından ''A Grubu Beta-Hemolitik Streptokok'' hakkında bilgilendirme yapıldı.

A grubu beta-hemolitik streptokok (Beta) nedir?

A grubu beta-hemolitik streptokoklar (toplumda Beta mikrobu olarak da bilinen) boğaz burun ve ciltte yaşayabilen bakterilerdir. A grubu beta-hemolitik streptokok enfeksiyonlarının çoğu boğaz iltihabı ya da ciltte enfeksiyon şeklinde görülen ve kısmen hafif enfeksiyonlardır. Kızıl hastalığı, ateş, boğaz ağrısı ve döküntü ile seyreden A grubu beta-hemolitik streptokokların neden olduğu bir hastalıktır. Bugün için bu bakteri enfeksiyonunu önleyen bir aşı mevcut değildir. 

A grubu beta-hemolitik streptokoklar nadiren ciddi ve hayatı tehdit eden enfeksiyonlara neden olabilir. Hayatı tehdit eden ciddi A Grubu Beta hemolitik enfeksiyonları bakterinin kan, kas veya akciğer dokusuna girmesiyle ortaya çıkar. Geçirilmiş viral enfeksiyonlar ciddi hayatı tehdit edici streptokok enfeksiyonlara yatkınlığı arttırır. 2022 yılı itibari ile bazı ülkelerde daha belirgin olmak üzere, ciddi hayatı tehdit edici vaka sayılarında belirgin artış bildirilmiştir. Özellikle Eylül ayından itibaren İngiltere, İrlanda, Fransa, Hollanda, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinden de vaka bildirimleri olmuştur. Dünya genelinde ise Avusturalya, Yeni Zelanda’dan da artmış vaka bildirimleri bulunmaktadır. Özellikle İngiltere ve Hollanda’dan ölümle sonuçlanan vakalar da bildirilmiştir. Ülkemizden de az sayıda vaka bildirilmi yapılmıştır.

A grubu beta-hemolitik streptokok nasıl bulaşır?

Hasta kişilerin öksürme ve hapşırmasıyla yayılan damlacıklara doğrudan maruz kalmak ile veya mikrobun yayıldığı yüzeylere dokunduktan sonra, ellerini yıkamadan ağız, burun veya göz temasında da kişi hastalığı alabilir. Derideki enfekte yaralara doğrudan temasla da bulaşır. Hasta olan kişiler antibiyotik tedavisinin 24 saatinden sonra artık bulaştırıcı değildir. 

A grubu beta-hemolitik streptokok enfeksiyonu belirtileri nelerdir?

Ani başlayan ateş; ani başlayan boğaz ağrısı; boyun lenf bezlerinde büyüme ve ağrı; başağrısı; halsizlik; bazı vakalarda mide bulantısı, karın ağrısı, kusma; vücutta yaygın döküntü, kızarıklık da görülebilir.

*Burun akıntısı, öksürük, soğuk algınlığı bulguları olan kişilerde A grubu beta-hemolitik streptokok enfeksiyonu olma olasılığı çok daha düşüktür.

A grubu beta-hemolitik streptokok boğaz enfeksiyonunun tedavisi nedir? 

A grubu beta hemolitik streptokok enfeksiyonlarının tedavisine enfeksiyon ilerlemeden, erken dönemde başlamak ciddi hayatı tehdit edici A geubu beta hemolitik streptokok enfeksiyonunun gelişimi önlemede çok önemlidir. Hekim tarafından önerilen antibiyotik tedavisi (ağızdan şurup/hap veya kas içi enjeksiyon) ile tam iyileşme sağlanır ve olası kötü sonuçlar önlenir. Önemli olan hekiminizin size önerdiği şekilde ve sürede doğru olarak tedaviyi uygulamanızdır.

A grubu beta-hemolitik streptokok boğaz enfeksiyonu olan kişilerin antibiyotik tedavisinin 24. saati tamamlanana kadar işe, okula veya kreşe gitmemesi gerekir.

Hangi durumlar acildir? 

Ciddi hayatı tehdit edici A grubu beta hemolitik streptokok enfeksiyonlarının gelişimini önlemek veya kontrol altına almak için aşağıdaki durumlarda aile hekiminize veya hastaneye başvurunuz:

Çocuğunuzun

* Ani başlayan ateşi ve boğaz ağrısı varsa ancak, hapşırık öksürük ve burun akıntısı (bunlar viral enfeksiyon düşündürür) gibi şikayetleri bulunmuyorsa,
* Ağrı kesici ve ateş düşürücü vermenize rağmen ateşini düşüremiyorsanız ve kötüye gidiyorsa,
* Normalden çok daha az besleniyor veya sıvı almıyorsa,
* Vücudunda yayılan kızarıklık, döküntüler oluşuyorsa,
* Bebeğiniz 3 ayın altında ve 38 0C ve üzerinde ateşi varsa veya 3 aydan büyük ve 39 0C veya daha yüksek ateşi olduysa.
* Aşağıdaki durumlardan herhangi birinin varlığında 112 acil hattı arayın veya Acil Servise başvurunuz:

Çocuğunuz

* Nefes almakta zorlanıyorsa, (hırıltılı soluyor olabilir veya nefes alırken karnının kaburgalarının altından içeriye doğru çöktüğünü fark edebilirsiniz)
* Nefes almasında duraklamalar olursa,
* Vücudunda hızla yayılan döküntüler varsa,
* Cildi, dili veya dudakları morarırsa,
* Derisi solgun veya soğuk ve nemli hissediliyorsa,
* Nöbet geçirirse (kasılmalar, bayılma),
* Uyanmıyor ya da uyanık kalamıyorsa.
* Enfeksiyondan korunma

Enfeksiyonu en iyi önleme yolu ellerin sıklıkla sabun ve suyla yıkanmasıdır. Tabak, bardak, çatal, çamaşır, havlu gibi kişisel eşyaların ortak kullanılmaması, öksürürken veya hapşırırken ağız ve burunun bir mendille kapatılması önerilir. 

Çocuğunuzun aşı takvimini ve aşılarını kontrol ediniz. Eksik aşıları var ise en kısa sürede aile hekimine başvurunuz.

Büyük çocuklarınızda, yetişkinlerde (altta yatan hastalığın varlığında) ve büyüklerimiz için de aşılar mevcuttur. Bu konuda aile hekiminize danışabilirsiniz.

UZMANLARDAN STREP A UYARISI

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Selami Süleymanoğlu, ''salgının özellikle çocuk ve ergenlerde daha etkili olduğu görülmektedir. En sık 5 ila 15 yaş arasındaki çocukları etkilemekle birlikte her yaşta hastalık yapabilir.

Boğaz ağrısıyla beraber ateş, boyunda şişme diğer bulgularıdır. Küçük çocuklarda boğaz ağrısı daha az görülürken; ateşin yanında öksürük, burun akıntısı, gözlerde kızarıklık, iştahsızlık daha belirgin şikâyetlerdir.

Boğaz ağrısı, boğazda kızarıklık, ateş gibi belirtilerde tanı koymak kolaydır ancak hastalık bulguları her zaman belirgin olmayıp önemli bir hasta grubu hiç şikâyet olmadan veya çok hafif geçirebilmektedir. Bu nedenle hastalığın saptanmasında şikâyetlerin dinlenip, muayene edilmesinin yanında bazı testleri de yapmak gerekebilmektedir.

Eğer hastalık ilk günlerde tanınmaz ve uygun tedavi edilmezse birçok hastalığa sebep olabilir. Bu hastalıklara romatizmal kalp hastalığı, kızıl, glomerülonefrit denilen bir böbrek hastalığı, son günlerde ülkemizde bir çocuğun ölümüne yol açan streptokokal toksik şok sendromu, PANDAS denilen sinir sistemi hastalığı örnek gösterilebilir. Bu hastalıklardan belki de en önemlisi romatizmal kalp hastalığıdır ki bu hastalığın gelişmesindeki en önemli faktör genetik yatkınlıktır. Maalesef bizim ülkemiz genetik yatkınlık açsından orta riskli gurupta yer almaktadır. Dolayısıyla hastaların erken dönemde tanınması ve uygun zamanda tedavi edilmesi ülkemizde çok daha önemlidir.

Hastalık, hava yoluyla bulaşmakta ve hastalığın özellikle kapalı alanlarda, kalabalık arasında bulaşması kolaylaşmaktadır. Okullar, kreşler gibi kalabalık ortamlar en sık bulaşmanın gerçekleştiği yerlerdir.

Hastalığın tedavisi için doktorun önerdiği ilaçları uygun sürede ve eksiksiz kullanmaya dikkat edilmelidir. Tedavi başlandıktan sonra ilk 48 saat bulaştırmaya devam edeceği unutulmamalı ve bu süre içerisinde kalabalık ortamlardan uzak tutulmalıdır. Maske kullanmak, el temizliği ve genel hijyenik kurallara uymak, hasta olanların toplumdan uzak durmaları salgınların kontrol altına alınmasında çok önemlidir.'' dedi.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ergin Çiftçİ, ''Pandemi sonrasında diğer solunum yolları enfeksiyonları gibi Strep-A hastalığını da daha sık görmeye başladık. Strep-A esasında çoğunlukla bademcik iltihabı tablosuna yol açıyor. Hastalığı tanıması da oldukça kolay, çocuklarda ateş, boğaz ağrısı, yutma güçlüğü, baş-karın ağrısı, kusma gibi belirtilerle seyrediyor.

Strep-A zamanında tedavi edilmezse daha ağır klinik tablolara neden olabiliyor. Bazı çocuklarda boğaz enfeksiyonuyla birlikte halkımızın 'kızıl' hastalığı dediği cilt döküntüsü oluşabiliyor. Bunun haricinde 'streptokoksik toksik şok sendromu' veya 'nekrotizan fasiit' dediğimiz ciltte yumuşak dokularda ciddi klinik tablolara yol açabiliyor. Bütün vücudu etkileyen oldukça ağır bir tabloyla seyreden dolaşım bozukluğu görülebiliyor. Fakat bunlar nadir karşılaşılan durumlar.

Pandemide izolasyon koşulları altındaydık ve birçok hastalığı az görüyorduk. Bu dönemde çok sayıda çocuğun bu hastalıkları geçirmemesi çocukların bağışıklık sisteminin yeterince uyarılmamasına yol açtı. Bu durum ve pandemi sonrası önlemlerin kaldırılmasıyla çok sayıda virüs enfeksiyonunun dolaşımda olmasının Strep-A sorununu ağırlaştırdığını düşünüyoruz.

Batı ülkelerinde Strep-A vakalarının bir kısmında ölümle sonuçlanan durumlar yaşandı. Bu aslında bizim için de uyarıcı bir durum çünkü Strep-A dünyanın her tarafında görülen bir bakteri ve benzer klinik tablonun ülkemiz dahil dünyanın başka yerlerinde görülme ihtimali var.

Şu anda da maalesef bunun işaretlerini görmeye başladık. Strep-A vakalarında sayıca oldukça artış var. Bunun yanında dünya, Strep-A'nın invaziv ve daha tehlikeli klinik formlarını biraz daha sık görmeye başladı. Ülkemizde de bu yönde veriler oluşmaya başladı. Bu nedenle çok daha dikkatli olmamız gerekiyor. Önceki klinik dönemlere göre daha ciddi bir sorunla karşı karşıya olduğumuz anlaşılıyor.

Ülkemizde Strep-A bildirimi zorunlu hastalıklardan biri değil ama meslektaşlarımız ve kendi gördüğümüz vakalardan biliyoruz ki Strep-A vakalarında bir artış var. Hastalığın invaziv tipleri dediğimiz ağır formlarında da artış yaşandığını biliyoruz. Streptokoksik toksik şok sendromu, kızıl, nekrotizan fasiit ve zatürre gibi hastalığın daha ağır klinik formlarını görüyoruz.

Ateşi çıkan, hasta olan her çocuk mutlaka doktoru tarafından değerlendirilmeli. Hekimler Strep-A'yı son derece iyi tanıyor, bununla ilgili tanı testleri var. Strep-A antibiyotiklerle tedavi edilebilen bir hastalık. Doktorlar, Strep-A'yı düşündüğünde bununla ilgili uygun tedaviye doğrudan başlayabilecektir. Aileler, çocukların ilaçlarını mutlaka önerildiği şekilde kullanmalı.

Hastalık, antibiyotiklerle çok kolay tedavi edilebiliyor. Çoğunlukla, ilk 24 saat içinde ateş düşüyor ve hastalığın bulaşıcılığı da kayboluyor. Fakat verilen tedaviye rağmen ateşi düşmeyen, genel durumu kötüleşen ve özellikle döküntüsü bulunan çocuklar mutlaka yeniden doktora götürülmeli.

Strep-A çoğunlukla 5-15 yaş aralığındaki çocuklarda görülüyor, 3 yaş altındaki çocuklarda ve erişkinlerde de daha az karşılaşılıyor.

Şu an solunum yoluyla bulaşan hastalıkları çok yaygın şekilde görüyoruz. Bir taraftan Covid-19 devam ediyor, bunun dışında influenza, RSV, adenovirüs gibi virüsleri oldukça yaygın şekilde görüyoruz, bunlar hastane başvurularını artırmış durumda.

Çocukların bir kısmında virüs enfeksiyonlarından sonra bazen virüse bağlı bazen de ikinci bakteri enfeksiyonları şeklinde zatürreyi görüyoruz. Bu nedenle hastane başvuruları ve hastaneye yatış oranları çok artmış durumda. Strep-A vakaları da var ama yatan hastalar açısından sayıca çoğunlukta olduğunu söyleyemeyiz.'' dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.