Karonavirüsü hız kesmeden yayılım gösterirken, devletimiz gereken tedbirleri sırasıyla alıp halkın hastalığa maruz kalmadan bu salgını atlatılmasına çalışıyor.  Bu tedbirlerin en önemlisi evde kalma ve dışa ortama çıkmama olduğu aşikârdır. Hükümetimiz önce öğrencilerimizi evlere alarak en kritik uygulamayı yaptı. Bence yapılması gereken en önemli kararı ilk önce alması takdire şayan bir önlemdi. Daha sonra 65 yaş üstü vatandaşlarımızın sokağa çıkma yasağı uygulaması ise gereken bir zaruretti. Covit-19 özellikle yaşlılar üzerinde ölümcül etkisi olan bir virüs, bu yüzden bizim hafızamız olan yaşlılarımızın bu hastalıktan izolasyon etmek için gerekli olan uygulama zamanında yapıldı. Son uygulamada ise 20 yaşa kadar gençlerimizin sokağa çıkma yasağı ile salgının yayılma endeksini düşürmeye çalışan hükümet oldukça başarılı bir performans sergiliyor. Bu süreç içinde gençlerimizin eğitimi bilişim sistemi üzerinden interaktif bir şekilde devam ediyor. Milli Eğitim Bakanımız bu konuda çok başarılı bir stres yönetimi sağlıyor.  Evlerde ise çocuklar belki hayatların da ilk kez bilişim sisteminden ev ortamında ders yapıyorlar. Çocukların bu yeni sisteme ayak uydurmaları biraz stresli olacak çünkü bir belirsizlik içinde kayboluyorlar. Belirsizlik her insanı rahatsız eden bir olgudur. Ne olacağını kestirememe durumudur ki tüm bireyleri etkileyen güncel faaliyetlerini yapmasına etki eden bir psikolojiye büründürür.

Çocuklarımızın belli bir yaşam standarttı ve döngüsü vardı. Salgınla birlikte yaşamları yepyeni bir döngüye girdi. Çocukların karşısına hiç beklemediği bir şey belirsizlik çöktü. Belirsizlik tüm bireyleri rahatsız eden ruhsal ve ussal açıdan etkileyen bir durumdur. Genellikle yetişkinlerin karşılaştığı bu durum artık çocuklar da yaşıyor. Alışa gelmişlik durumu kaybolmuş yarın ne olacak bilinmezliği içinde çocukların psikolojik durumu etkilenmektedir. Psikolojik baskı ile çocuklarımızın eğilimleri de değişebilir. Burada biz büyüklere büyük görev düşmektedir. Onlara doğruları anlatmalı ve yalandan kaçınmalıyız. Olabildiğince gerçekçi olup stres yönetimini öğretmeliyiz. Çocuklar bizim geleceğimiz onları bu salgın döneminde ruhsal ve ussal olarak yetiştirmeli her dem ilgimizi ve desteğimizi üstlerinden çekmemeliyiz. Sağlıklı birey olarak yetiştirmek elimizde, onlarla etkileşim içinde olmalı bu dönemde ev işlerinde onlardan destek istemeliyiz. Bu çocuk için algılanabilir bir durum haline getirip süreci iyi yönetmek açısından önemli bir kriterdir. Ders zamanların da destek olup destekleyici faaliyetlerde bulunup onların isteklerini yönlendirip bu yeni duruma pozitif bakmaları sağlanmalıdır. Biz yetişkinler bile belirsizlik dehlizine düştüğümüzde nasıl tepkiler vereceğimiz ve karamsar bir ruh haline düşeceğimiz ortadayken bunu genç bir bireyin yaşadığını düşündüğünüzde, çocukların nasıl tepki vereceklerini kestiremeyiz. Fiziksel tepkinin yanında ruhsal ve ussal tepkiler vereceği aşikârken, çocuklarımızı yalnız başına bu zorlu süreçte tek başlarına bırakmayalım olabildiğince bu belirsizlik dehlizinden çıkaracak aktiviteler destekleyerek sevdiğimizi açıkça aktaralım. İnanın bu süreçte çocuklarımızla kaliteli zaman geçirdiğimiz de her türlü sendromdan uzak kalacaklarını göreceksiniz.

Bu sıkıntılı süreçten en az zararla geçeceğiz. Bizim toplumumuz anaerkil bir toplum. Bu da bizi bir birimize kenetlenmeyi sağlar. Çoğu sosyologlar anaerkilden rahatsız olsa da aile bireylerinin bir biri ile kenetlenme özelliği açısından çok önemli bir duruş sergiler. Salgınla birlikte modern toplum olarak görülen Avrupa devletleri tel tel dökülüyor olması aile yapısının ne kadar zayıf olduğunun göstergesidir. Bu duruma tıbbi yaklaşımla geçiştirmek biraz deve kuşu misali kafayı toprağa gömmek olur. Kültürel mirasımızda aile bireylerinin kenetlendiği çocuğun ne yaşta olursa olsun çocuk olarak görüldüğü bir yaşam şekli içindeyiz. Sosyologlar ne derse desin anaerkil toplumun faydaları her dem fazladır. Batının kokuşmuş aile yapısının bizim kültüre klonlamak isteyenlere bu salgınla insanların verdiği tepkiler umarım bir şeyler ifade eder. Çocuklarımızın aile içinde ruhsal ve ussal açıdan kuvvetli birey olmaları için batı toplumu sosyolojisine ihtiyacımız yok. Yalnızca çocuklarımızın yanında olmak onları belirsizliğe götürecek süreçte müdahil olacak durumda olmalıyız. Bu süreçte asla yalan konuşmadan dosdoğru gerçekleri onların anlayacağı bir şekilde ifade etmeliyiz. Bizim geleceğimiz olan çocuklarımız her şeyin en iyisini hak ediyor. Onlara sahip çıkıp geleceğimizi kurtaralım.  

Yasin Erdem

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Öğretmen 4 yıl önce

Kaleminize sağlık üstad

Avatar
Turgut Kaçar 4 yıl önce

Çocuklarımız o temiz gönülleriyle iyiliklerin en güzelini hakediyorlar. En En iyisi de onlara rol model olabilmek.

Avatar
gürsel 4 yıl önce

Eevbhb

Avatar
Ali Kemal ÇETİNKAYA 4 yıl önce

Hükümetimız yaptığı güzel şeylerı ve çocukkarımıza milli eğitim bakanımızın evde sağladığı eğitim imkanlarını çok güzel ifade etmişsin. Tebrikler kardeşim.

Avatar
Muharrem sarıkaya 4 yıl önce

çocuklarımız evimizde neşe kaynağıdır. onların mutlu olması en güzel mutluluktur.