Öne Çıkanlar A101 2 Mayıs 2024 Aktüel Ürünler İl İçi Mazeret Tayinleri Yenilikçi Araştıran ve Geliştiren Eğitimciler Derneği öğretmen ÖSYM

Üç Aylar'da Nasıl İbadet Edilmeli? (Namaz, Oruç, Dua, Sure, Zikir)

Halk arasında Üç Aylar olarak adlandırılan Recep, Şaban ve Ramazan Ayı bir bütündür ve hepsinin vatandaşlara verdği manevi huzur tartışmaya kapalıdır. Bu mübarek aylarda herkes mümkün olduğunca ibaret etmeye çalışır. Hatm-i Enbiya yapılıp oruç tutulacak bir ay olan Üç Aylar'da her gün başında ve sonunda 7'şer Fatiha-i şerife okumak sureti ile 100 İhlas-ı Şerif de okunabilir. Biz de sizler için Üç Aylar'da yapılabilecek ibaretleri araştırdık.

Üç ayların dindeki yeri ve bu aylarda oruç tutmanın hükmü nedir?

Hz. Peygamber, Recep ayı girdiğinde “Allah’ım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” diye dua etmiştir (Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 259).

Ramazan ayında oruç tutmak farzdır (Bakara, 2/184-185).

Recep ve Şaban aylarında ise; Hz. Peygamberin (s.a.s.) diğer aylara oranla daha fazla nafile oruç tuttuğu, ancak Ramazan’ın dışında hiçbir ayın tamamını oruçlu geçirmediği hadis kaynaklarında yer almaktadır (Buhârî, Savm, 52-53; Müslim, Sıyâm, 173-79).

Bu itibarla, Recep ve Şaban aylarının aralıksız olarak oruçlu geçirilmesinin dinî bir dayanağı yoktur. Kişi, sağlığı müsait olup güç yetirdiği takdirde bu aylarda dilediği kadar nafile oruç tutabilir.

ÜÇ AYLARDA YAPILACAK İBADETLER

Recep ayının ilk günü girince 111 defa ''Allahümme Salli Ala Muhammed'' diye Peygamber Efendimize salat-ü selam getirilebilir. Daha sonra 1660 defa ''Ya Allah'' diye tesbih çekilebilir. Üç aylar boyunca her gün 1100 kere ''La İlahe İllallah'', 100 kere de ''Muhammedürresulullah'' diye bu tesbihe devam edilebilir.

10 gün 100 defa Sübhana'llahi'l - hayyil-kayyum

10 gün 100 defa Sübhana'llahi'l - ehadi's-samed

10 gün 100 defa Sübhana'llahi'l -gafuri'r-rahim

İbnü Abbas’ın (r.a) rivayet ettiği Hadis-i Şerif’te: “Her kim Recep, Şaban ve Ramazan aylarında, öğle ve ikindi (namazları) arası: أَسْتَغْفِرُ اللّٰهَ الْعَظِيمَ الَّذِي لَا إِلٰهَ إِلَّا هُوَ الْحَيَّ الْقَيُّومَ وَأَتُوبُ إِلَيْهِ تَوْبَةَ عَبْدٍ ظَالِمٍ لِنَفْسِهِ لَا يَمْلِكُ لِنَفْسِهِ ضَرًّا وَلَا نَفْعًا وَلَا مَوْتًا وَلَا حَيَاةً وَلَا نُشُورًا

“Kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayan, Hayy ve Kayyûm olan O büyük Allah-u Teala’dan, mağfiret talep ederim. Kendisi hakkında ne bir zarara ne bir faydaya, ne ölüme, ne de yaşamaya ve ne de dirilmeye mâlik olmayan, (günahlar işleyerek) kendisine zulmetmiş bir kulun tevbesiyle, O’na tevbe ederim’ derse, Allah-u Teala (o kişinin sevab ve günahlarını yazmakla görevli) iki meleğe: ‘Bu kulun amel defterindeki günahlarıyla alakalı yazıları yakın!’ diye vahyeder.”

Şeddad ibni Evs (r.a) rivayet ettiği Hadis-i Şerif’te: “Seyyidü’l-istiğfar (istiğfarların efendisi) şudur: اَللّٰهُمَّ أَنْتَ رَبِّي لاَ إِلٰهَ إِلَّا أَنْتَ خَلَقْتَنِي وَأَنَا عَبْدُكَ وَأَنَا علٰى عَهْدِكَ وَوَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ، أَبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ وَأَبُوءُ لَكَ بِذَنْبِي فَاغْفِرْ لِي فَإِنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ، أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ

“Ey Allah! Benim Rabbim Sensin. Senden başka hiçbir ilah yoktur. Beni Sen yarattın. Ben Senin kulunum. Ben gücümün yettiği kadar Senin ahdin ve vadin (sözün ve müjden) üzere sabitim. Ben Senin ihsan ettiğin nimetlerini itiraf ediyor, günahlarımı da itiraf ediyorum. Öyleyse beni mağfiret eyle! Şu muhakkak ki, günahları Senden başkası bağışlayamaz. Ben yaptığım şeylerin şerrinden sana sığınıyorum.’ İnsan akşama girerken bu duayı okuduğu zaman, o gece ölürse cennete girer yahut cennet ehlinden olur. Bu duayı sabaha girerken okuduğu zaman da, o günde ölürse, o da cennet ehlindendir.”

Ulema buyurmuştur ki: “Recep, günahlardan istiğfar içindir, Şaban kalpleri ayıplardan ıslah içindir. Ramazan ise kalpleri nurlandırmak içindir. O halde Allah-u Teala’nın ayında istiğfarı çok yapmak lazımdır. Özellikle de seherlerde, “Seyyidü’l-istiğfar (istiğfarların efendisi)” denilen tevbeyi hiç terk etmemek gerekir.

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi İdris Bozkurt, ‘Hazreti Peygamber, mübarek gün ve gecelerin değerlendirilmesini tavsiye etmiştir. Ancak bu gün ve gecelere ait özel bir namaz veya ibadet şeklinden bahsedilmemiştir. Bu bağlamda mübarek gün ve geceleri, bağışlanma ve hayatımıza çeki düzen vermek için fırsat anı olarak görmemiz gerekmektedir. Dolayısıyla müminler hayatlarının gidişatını gözden geçirmeli, hata ve günahları için tövbe etmeli, dua ederek, Kur'an-ı Kerim okuyarak, kaza veya nafile namaz kılarak bu fırsatları değerlendirmelidirler.’ dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.