Öne Çıkanlar 2024 Yılı Eğitim Öğretim Sınıfı Dışındaki Personelin İl İçi Yer Değişiklikleri 2024 Yılı Mayıs Ayı Yay Burcu Para Yorumu 2024 Yılı Mayıs Ayı Boğa Burcu Para Yorumu Döviz Pozisyonu kamu binaları

Yaşlı Hakları Ulusal Eylem Planı (2023-2025)

Yaşlı Hakları Ulusal Eylem Planı (2023-2025)'nın vizyonu, Yaşlı bireylerin haklarını gerçekleştirebildikleri, kendi ihtiyaçlarına ve taleplerine uygun hizmetleri alabildikleri ve yaşam deneyimlerini gelecek nesillere aktarabildikleri her yaş için toplum inşa etmektir.

20. yüzyılın ikinci yarısından bu yana doğurganlık hızının düşmesi ve doğumda ve yaşlılıkta beklenen yaşam sürelerinin uzaması; demografik bir dönüşümü beraberinde getirmiştir. Bu süreçte, her ülkede aynı şekilde seyretmemekle birlikte; özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yaşlı nüfusun toplam nüfus içerisindeki oranı artmıştır.

Türkiye’de de dünyadaki eğilime benzer bir şekilde 65 yaş ve üzeri nüfusun toplam nüfus içerisindeki oranı hızla artarak 2022 yılsonu itibarıyla %9,9 olmuştur. Bu oranın 2030 yılında %12,9’a; 2040 yılında ise %16,3’e ulaşacağı tahmin edilmektedir. Yaşlı nüfus oranında yaşanan bu artış sosyal, ekonomik ve kültürel değişim ve dönüşümleri de beraberinde getirmiştir.

Yaşlılık alanındaki politika ve hizmetlerin dayandığı bakış açısı; yaşlı bireylerin toplum tarafından algılanma biçimlerinden ve toplum içindeki konumlarından etkilenebilmektedir. Yaşlı bireylerin “toplum için bir yük” olduğu yönündeki algı; toplumsal dışlanmaya yol açabilmekte ve dolayısıyla toplumsal yaşama katılımın önünde yapısal bir engel haline gelebilmektedir. Toplumsal önyargılar yarattığı yetersizlik duygusuna bağlı olarak yaşlı bireylerin topluma sunabilecekleri katkıları sınırlayabilmektedir. Kişinin kronolojik yaşı veya “yaşlı” olduğu algısı ile oluşturulan önyargılar ve/veya ayrımcı davranışları içeren ve yaş ayrımcılığı olarak değerlendirilen bu tür tutumlar dışlanmaya sebep olmakta; yaşlı bireylerin özerkliklerini ve bağımsız yaşamlarını sınırlandırmakta ve yaşlı bireyleri edilgen hale getirmektedir. Bu anlayış doğrultusunda yaşlı bireylere yönelik politika ve hizmetlerin daha çok sağlık, sosyal yardım ve bakım hizmetlerine odaklanması ise; yaşlı bireylerin toplumsal yaşama aktif bir şekilde katılamamalarına ve dolayısıyla da yalnızlaşmalarına neden olabilmektedir.

Gelişmiş ülkelerden başlamak üzere dünyanın çoğu ülkesinde yaşlı nüfus oranının artması ve görece daha az çocuk ve genç olmasının tüm sektörlere önemli ve geniş kapsamlı etkileri bulunmaktadır. Bu süreç aile yapıları ve nesiller arası ilişkilerin yanı sıra işgücü piyasası, finans ve sağlık sistemleri, siyasal katılım, mal ve hizmet talebi, kentsel planlama ve altyapı dâhil tüm sektörleri etkilemektedir. Bu etkiler yaşlanma ve yaşlılık alanındaki uluslararası ve ulusal düzeydeki politika önceliklerinin ve bu doğrultuda sunulan hizmetlerin yeniden değerlendirilmesi ihtiyacını ortaya çıkarmıştır.

Küresel düzeyde ortaya çıkan bu ihtiyaç uluslararası politika gündeminde de ele alınmaya başlamış ve yaşlılık konusunun sosyal hizmet ve yardım alanı ile sınırlandırılamayacağına ilişkin yaklaşımlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu noktada; yaşlanma alanının esasen tüm politika ve hizmet alanlarında gözetilmesi gereği ve yaşlılığın bağımsızlık, katılım, bakım, kendini gerçekleştirme ve saygınlık çerçevesinde bir insan hakları meselesi olarak ele alınması gündeme gelmiştir.

Bu yaklaşımı ortaya koyan önemli gelişmelerden biri olarak görülen ve 2002 yılında II. Dünya Yaşlanma Asamblesi’nde kabul edilen Madrid Uluslararası Yaşlanma Eylem Planı (MIPAA) ile yaşlı bireyler ekonomik ve sosyal kalkınma süreçlerine katkı sağlayan değişimin özneleri olarak kabul edilmiştir.

MIPAA’da, yaşlı bireylerin insan haklarının ve temel özgürlüklerinin teşviki ve korunmasının “her yaş için toplum” olma yolunda temel unsurlardan biri olduğu vurgulanmış ve kişilerin güvenli ve onurlu bir şekilde tüm haklara sahip vatandaşlar olarak topluma tam katılımlarının sağlanması gerekliliği ortaya koyulmuştur.

2015 yılında Birleşmiş Milletler tarafından küresel bir kalkınma gündemi olarak kabul edilen 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) da yaşlılığın bir insan hakları meselesi olarak ele alınmasını ve kimseyi geride bırakmama vaadi ile ülkelerin tüm politika ve hizmet alanlarında gözetilmesini benimsemiştir.

MIPAA başta olmak üzere bu politika anlayışı ülkemizin yaşlılık alanındaki uluslararası politika çerçevesini oluştururken; ulusal dayanağını ise Anayasa ve çeşitli kanunlarla öngörülen düzenlemeler oluşturmaktadır. Anayasa’nın herkesin kanun önünde eşit olduğunu belirleyen 10. maddesinde yaşlı bireylere yönelik alınacak pozitif tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı sayılamayacağı ve ‘Sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması gerekenler’ başlıklı 61. maddesi ile yaşlıların devlet tarafından korunması düzenlenmiştir.

Bu dayanaklar çerçevesinde yaşlılık alanındaki politika ve uygulamalarımızı güçlendirmek üzere; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından 2019 yılının “Yaşlılık Yılı” olarak ilan edilmesi, 2019 yılında I. Yaşlılık Şûrası’nın düzenlenmesi, 2022 yılında yaşlıların hayatın çeşitli alanlarında yaşadıkları sorunların araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde Meclis Araştırması Komisyonu kurulması son yıllarda bu alanda atılan önemli adımlar arasında yer almaktadır.

Bu adımlarla birlikte yaşlılık alanındaki ortak bakış açısını ortaya koyan ve yaşlı bireylerin farklılaşan ihtiyaçlarını da gözeterek tüm politika ve hizmetlerde yaşlılığın anaakımlaştırılmasını amaçlayan Yaşlanma Vizyon Belgesi ise; yaşlı bireylerin topluma kattıkları değerin farkında olarak hak temelli bakış açısıyla ihtiyaçlarına ve taleplerine uygun hizmetleri alabildiği, kapsayıcı, sürdürülebilir ve “her yaş için toplum” olma vizyonuna dayanmaktadır.

EYLEM PLANI : https://www.aile.gov.tr/media/133624/yasli_haklari_ulusal_eylem_plani.pdf

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.