Eğitim ya da daha doğru bir ibare ile “maarif” sadece Türkiye de değil; tüm Dünya’da üzerinde en çok konuşulan mevzulardandır. Öyle ki; öteki dinlerin mensuplarının yaptıklarını okudukça, gördükçe mensubu olmaktan dolayı ALLAH’a şükrettiğimiz Dîn-i  İslâm’ın  Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v) de “Ben, ancak muallim olarak gönderildim” demiştir. Yani; peygamberler de işe maariften, eğitimden başlamışlardır. Hem de talebelerine, kavimlerine, gönderildikleri insanlığa önce kendileri “üsve-i hasane”  (en güzel örnek) olarak. Dolayısıyla; bir toplumun gideceği yolu ve sonunda varacağı hedefi “eğitim sistemi” belirliyor. Eğitim sisteminiz, sizi siz yapabileceği gibi sizi siz olmaktan da çıkarabiliyor. Bir kişi; Hinduist, Budist, Pozitivist, Siyonist, Kapitalist, Sosyalist… yapılırken, belki de haberi bile olmadan, hayatın her alanına yayılmış örtük ya da açık eğitim sisteminin bir ürünü olarak yetiştiriliyor. Bu yetiştirme sürecinde devletler zaman zaman düzenlemeler yaparak tedbirler almaya çalışıyorlar. İnternet medyası çağında, baş muallim sosyal medya olsa ve bu önlemler pek tesir etmese de her zaman yeni düzenlemeler oluyor.

Geçtiğimiz yılın son çeyreğinde,14 Ekim 2023 Cumartesi Tarih ve 32339 Sayılı Resmi Gazetede “İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” yayımlandı ve toplam 40 maddede değişiklik yapıldı. Bu değişiklikler ve değişikliklere ilişkin bazı değerlendirmelerimizi bu yazımızda bulabilisiniz.

Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumlarının İşleyişi, ders yılı süresi ve haftalık ders programı açısından, ana sınıflarının ortaokul ve lise bünyesinde(uygulama sınıfı) açılmayıp sadece ilkokul bünyesinde açılması hükmü getirildi. Okul öncesi eğitim çağı 36 aya kadar indirilebilen bir eğitimdir. Dolayısıyla; çocuğun, annesine en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemi kapsamaktadır. Günümüzde bu eğitim, eğitimin çok erken yaşlarda başlamasının doğruluğu ilkesinden hareket eden bir anlayışla değil, çalışan annelerin çalışma hayatlarına her durumda devam edebilmelerine imkân tanımak anlayışıyla sürdürülmektedir. Anaokullarının/ana sınıflarının adında ana olsa da “anaları sınıfın dışında bırakan” bir eğitim anlayışıdır. Bu sebeple; okul öncesi eğitimi, tüm eğitim kademelerine şube açarak, çok küçük yaşlardan başlatarak yaymaya gerek duyulmamalıdır. Müstakil anaokulları ve yetmediğinde ilkokullar bünyesindeki ana sınıfı şubeleri ikili eğitime geçirilerek ihtiyaçlar karşılanabilir. Alınan karar yerinde bir karardır. Çalışan kadınların mağdur edilmemeleri için de evden çalışma, belli saatler arasında çalışma, yarı ücretli ya da ücretsiz uzun süreli izinler verme, doğum yapan kadına 48 aya kadar asgari ücret ödeyerek izin verme v.b seçenekler sunulabilir. Bir annenin evinde üç çocuk yetiştirmesi, bir iş yerinde temizlik yapmasından, çay dağıtmasından… elbette daha hayırlı bir meşgaledir.

“Ders yılı süresi, derslerin başladığı günden kesildiği güne kadar okulun açık bulunduğu günler ile öğrencilerin törenlere katıldıkları resmî tatil günleri sayılarak hesaplanır. Tekli eğitim yapılan okullarda sabah ve öğleden sonrası yarımşar gün, ikili eğitim yapılan okullarda bu süreler tam gün sayılır.” Daha önce “normal eğitim” olarak adlandırılan bu durumdan vaz geçilmesi yerinde olmuştur. “Her şey zıddıyla kaimdir” anlayışına göre normal eğitimin zıddı “anormal eğitim” olacaktır. Anormal bir eğitimden kimse bahsedemeyeceğine göre bu şekilde bir isimlendirmeden vaz geçilmesi doğru olmuştur. Bununla birlikte; tekli eğitim yapılan okullarda sabah ve öğleden sonra uygulamasından rahatsızlığını dile getiren veli sayıları her geçen gün artmaktadır. Öğlen arası için kısıtlı bir zaman diliminde eve gidip-gelmek zorunda olan öğrenciler, onları yetiştirmek için acele eden aileleri ve servisçiler zor anlar yaşamaktadır. Öğlen arası okulda kalmaları da yemekhane büyüklüğünde kantin ihtiyacı ortaya çıkarmakta, maddi tedarikler gerektirmektedir. Özellikle yaş grubu küçük olan ilkokul öğrencilerinin sabah ve öğleden sonra yarımşar gün okula devam etme zorunlukları tekrar gözden geçirilmeli, öğleden sonraki eğitim, tamamen; spor, sanat, kültür, müzik, resim v.s etkinliklerini içermeli ve bu eğitimin verilebileceği kurumlarda devam etmelidir.

“Haftalık ders programı, eğitim ve öğretim yılı başında ve gerekli hâllerde ders yılı içinde okul yönetimince hazırlanır. Haftalık ders programı; engelli öğretmenlerin, bakmakla yükümlü olduğu engelli yakını olan öğretmenlerin ve 36 ayını doldurmamış çocuğu olan öğretmenlerin tercihleri dikkate alınarak okulun genel işleyişini bozmayacak şekilde hazırlanır. Hazırlanan program ilgililere imza karşılığı duyurulur.” Haftalık Ders Programları hazırlama işi okul idarelerinin en fazla uğraştığı meselelerden biridir. Çünkü istekler bitmez ve herkesi memnun etmek mümkün değildir. Kimi; maaş karşılığı haricinde ders istemez, kimi 21 saat zorunlu ek ders görevi dışında ders istemez, kimi ikinci bir okulda görevlendirilmek istemez, kimi kendi okulundan ders istemez, kiminin süt izni, kiminin hastası, kiminin geçerli bir mazereti vardır. Kimi de mümkünse; maaş karşılığı derslerinin iki günde toplanmasını ister, kimi iki gününün boşaltılmasını, kimi de tüm öğleden sonralarının boşaltılmasını ister. Sabahları çocuğunu okula bırakmak için ilk iki dersinin boşaltılmasını isteyenler olur. Bir de ders programların kıyası vardır: onun ki niye öyle, benim ki niye böyle… Haklı gerekçeleri, mazeretleri, makul talepleri olanlar olur. Başka okuldan geçici görevlerle gelenler sadece belli bir gün gönderildiği için onların programını o güne çakmak zorunda kılırısınız ki bu durum tüm programı alt üst eder v.s. İşte tüm bunlar ve daha fazlası için ders programı hazırlama esas ve usulleri, öğretmenlerin girmek zorunda oldukları zorunlu ders saatleri, zorunlu hallerde kaç saate kadar ders verilebileceği gibi hususlar yeniden düzenlenerek ilgili yönetmeliklere eklenmelidir...

Es-selâm.

Ömer Emir DOĞAN

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.