Öne Çıkanlar Milli Eğitim Bakanlığı A101 23 Mayıs 2024 Aktüel Ürünler sağlık personeli Hakmar Express 27 Mayıs 2024 Aktüel Ürünler öğretmen

Atama Rakamları, LGS Tarihi, Öğretmenlerin Yer Değişikliği Talebi Açıklaması

Öğretmenlerin şiddetle karşı karşıya kaldığında yer değişikliği taleplerinin karşılanması için yönetmelikte düzenleme yapılacak. Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamındaki merkezi sınav takviminde herhangi bir değişiklik olmayacak. 

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, öğretmenlerin seçiminde en iyi ve en donanımlı adayların belirlenmesinin önemli olduğunu ve mülakatın doğru bir yöntem olduğunu belirtti.

Millî Eğitim Bakanı (MEB) Yusuf Tekin, ''Üniversite sınavında sorulacak soruların tamamı, bizim size dağıtımız ders kitaplarından ve müfredattan çıkacak. Öğrencilerin sorulara bakış açısı, soruları çözebilme kapasitesini görebilmek açısından da soru hazırlama havuzunun da yarısının, branşları itibariyle ortaöğretim kurumlarımızdaki öğretmenlerimizden seçilmesini istedik. ÖSYM Başkanımız da bunu kabul etti. Çocuklarımızın tedirgin olacakları hiçbir şey yok.

Ders kitaplarından üniversite sınavlarında soru gelip gelmeyeceği" sorusu üzerine, "Bizim OGM'nin materyalleri ve EBA üzerinden oluşturduğumuz materyallere öğrenciler odaklansınlar. İnanın başka bir şeye gerek yok. Bakanlık görevimiz, zorunlu eğitim çağındaki çocuklarımızın ilave bir eğitime ihtiyaç duymamalarını sağlamak, kademeler arası geçişteki mekanizmaları ücretsiz bir biçimde çocuklarımız, gençlerimiz, velilerimizle paylaştırmak.

Yeni müfredat cuma günü saat 14.30 itibariyle yayınlandı. 14.30'dan itibaren bakanlığa bildirilen toplam görüş sayısı 14 bin 595. Programın indirilme sayısı da 978 bin. İndirenler bu programı inceliyor ve bize bunlar geri dönüş olarak gelecek.

Türkiye koşullarında programımızın sızmadığını ya da birileri tarafından paylaşılmadığını iddia etmek çok mümkün değil. Çalışan arkadaşlarımız yakın çevresiyle iyi niyetle paylaşmışlardır. Eğer paylaşıldıysa taslak halidir o da. Son hali bizim askıya çıktığımız hali zaten ve bu da sır değil. Bundan bir rahatsızlığım yok. Bu programların 'yayın evlerinde elde ele gezmesi' yorumu esas beni rahatsız eder. Bunu söyleyen kişi kesinlikle iyi niyetli değildir. Biz kademeli bir biçimde programı hayata geçireceğimizi de ilan ettik.

Müfredat çalışmasını, 2024-2025 yılı başlarken eylül ayında okul öncesi 1, 5 ve 9'da yapacağımızı söyledik. Eğer sizin söylediğiniz 'belli yayınevlerini koruduk ve onlara verdik, siz buyurun kitap hazırlayın' iddiası doğru olsaydı eğer, o yayınevlerinin Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığımızın onay sürecine kitapları sunmaları ve onaylanıp basılması gerekirdi. Bu çok manipülatif bir bilgi.

Özel yayınevlerinden kitap talep etmiyoruz. Dolayısıyla bu, yalan bile diyemeyeceğim kadar iftiradır. Böyle bir şey mümkün değil.

2, 6 ve 10, 11 ve 12. sınıfların eski programı uygulandığı için onlarla ilgili olarak yayınevlerinin normal ihale süreci devam ediyor. Yayınevlerinin yazdığı kitaplar Bakanlığımızın başlattığı ihale sürecine girecekler ve daha önceki yıllarda olduğu gibi orada satın alıp, basıp çocuklarımıza dağıtmış olacağız.

Cihat kavramı müfredata sayısı artırılarak konulmamış, mevcut programdaki versiyonlar devam ettirilmiş.

Öğrencilerimizin bu tür ihtiyaçlarını karşılayabilecek sayıda öğretmeni istihdam etmek benim hayalim. Yani bunu ben de arzu ediyorum. Bu benim kişisel düşüncem. Ama bir de realite var. Her yıl nihayetinde atamak üzere bize tanımlanan bir kadro tanımı var.

Biz yüzlerce ders okutuyoruz, yüzlerce dersimiz var. Biz taslakta sadece 'mihver dersler' dediğimiz 21 zorunlu dersin programını açıkladık. Diğerleri zaten devam ediyor. Yani onlarla ilgili program açıklanmadı diye, onlarla ilgili durumda eksiltme ya da çıkartma söz konusu değil.

Bir hafta diyoruz ama bir bakarız ki biz toplumsal tartı, toplumsal kesimlerden yine yoğun bir şekilde talep geliyor; eleştiri, düşünce, görüş geliyor; biz bunları uzatabiliriz yani burada bir problemimiz yok. Hiç endişe edilmesin, biz tamamen şeffaf kamuoyunu açık bir biçimde müfredatımızı revize etmek istiyoruz.

Şu andaki beklentiler, her yılki kalitede olacağı. Tek fark, artık öğrenciler kendi okullarında değil eskiden de olduğu gibi farklı okullarda girecekler. Proje okullarının sayısının azaltılması gerekiyor, sadece proje okulu değil, genel anlamda toplam öğrenci kitlesinden yani sınavlı öğrenci alan okul sayılarını biraz azaltmamız gerekiyor." açıklamasında bulundu. Bakan Tekin, şöyle devam etti: "Bugünün konusu değil yanlış bir anlaşılma olmasın. Ama nihayetinde biz çocuklarımızın üzerindeki sınav baskısını azaltmak istiyorsak eğer, bir milyon öğrencinin sınava girmesi çok doğru bir yaklaşım değil. Biz hem okulların kontenjanlarını hem de sınava giren öğrenci sayısını azaltacak tedbirleri kademeli bir biçimde hayata geçireceğiz.

Şimdi bu İstanbul'da yaşadığımız olayla ilgili teknik olarak bizim şöyle bir sıkıntımız var, öğretmen arkadaşımızın yerini değiştirmek istediğimizde mevzuatla ilgili bir sorunla karşı karşıya kalıyoruz. Ben personel genel müdürümüzden rica ettim, yönetmeliğimize bununla ilgili bir hüküm de koyuyoruz. Yani bu türden bir şiddetle karşı karşıya kalan arkadaşımız, eğer okulda çalışmak istemiyorsa başka bir okula da kadrosunun aktarılmasıyla ilgili bir hüküm. Öğretmen arkadaşlara bu vesileyle müjdeyi verelim.'' dedi.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, mülakat konusunda ''Ben kendi şahsen mülakattan mülakatla ilgili düşüncem ve mülakattan beklentimi her yerde söylüyorum. Ben yirmi milyon çocuk bize emanet. Ben bu yirmi milyon bana çocuğun emanet eden veliye bir şekilde onları mutlu edecek çocukların iyi eğitim almalarını sağlayacak en iyi öğretmenleri seçmek benim görevim. Şimdi beni eleştiren insanlardan şunu rica ediyorum. Özellikle o zaman çocuğunuzu okula yazdırırken gidip öğretmen seçmeyin lütfen.

Öğretmen seçiyorsunuz, öğretmenleri zor durumda bırakıyorsunuz. Siz o zaman atanan bütün öğretmenleri gidin çocuklarınızı yazdırın. Bana öğretmenlerimizden şikayet etmeyeceksiniz o zaman arkadaşlar. Ya kusura bakmayın.

Ben dolayısıyla şunu yapmak istiyorum. Ya bekleyen arkadaşlarımız var doğrudur. Hepsine saygım var Ama ben de bakan olarak burada benim programımı hayata geçirebilecek hem teknik anlamda hem pedagojik anlamda donanımı olan en iyi öğretmenleri seçmek benim görevim. Bu doğal olarak yapılması gereken bir şey. Ben Milli Eğitim Bakanlığı olarak bunu nasıl ölçebilir bunu ölçmemin yolu arkadaşlarımızın ders anlatma ve bizim programlarımıza vakıf olma durumlarının ölçmek. Bunun için de kişisel olarak eğer toplumda bir meslekte mülakatla personelin alınacaksa bunun sadece mesela öğretmenlik olduğunu olması gerektiğine inanıyorum. Çünkü insanlar asla başka kimseye emanet edemeyecekleri kadar önemsedikleri, çocuklarınızca emanet ediyorlar. Ben dolayısıyla bir meslek eğer mülakat gerektiriyorsa bu onun için en doğru mesleğim ve birinci sıradaki mesleğin öğretmen olduğuna inanıyorum.

Şimdi kategorik bir biçimde ben öğretmenlikle mülakata karşıyım istemiyorum diyenlere söyleyecek cevabım yok. Yani ben diyorum ki ben insanların göz bebekleri pozisyonundaki çocuklarını bana emanet ediyorlarsa ben de onlara en iyi öğretmenlerle eğitim öğretim süreci sunmak durumundayım. Bunu da mevcut sistem içerisinde en iyilerini seçmek için bir mekanizma üretmek istiyorum. Mülakat var ve ben bu mülakatı onların içerisinden en iyilerini seçebilecek kullanmak istiyorum, faydalanmak istiyorum. Şimdi buna ben karşıyım diyenlere söyleyecek sözüm yok.

Yani onlara itiraz etmiyorum. kendi duruşlarıdır, saygı duyuyorum. Ha benim yaklaşımım bu. Zaten bakan olarak benim uygulamak durumumda olduğum mevzuatta bu. Yani kanunda mülakat var ve bunu uygulamak durumundayım.

İki bir kısım yani şunu diyenlere evet mülakat öğretmenlikte gerekli olabilir. Ama ben sizin adaletinize güvenmiyorum diyen kişiye cevabımı da ben veriyorum. Diyorum ki gelin masanın etrafına oturalım. Sizin zihninizde adalet, hukuksuzluk, kayırmacılık ya da benzeri şeylere sebebiyet verir her ne işe onları çözebilecek tedbirleri beraber masanın koyalım. Benim ürettiğim pratik.

Yöntemler şunlar. Diyorum bir mülakata alacağımız öğretmen adayı arkadaşımıza diyeceğiz ki biz sizi işte ortaöğretim matematiğe Öğretmen alacaksak eğer dokuzuncu sınıf matematik Milli Eğitim Bakanı'nın Talim Terbiye Kurulu Başkanı'nın web sayfasındaki programdan dokuzuncu sınıftan sizi biz o gün bir deneme dersine davet ediyoruz diye KPSS sınavındaki sıralamaya göre Zaten üç katına kadar adayı davet ediyoruz. Size diyor ki İsmail Bey sen atıyorum dokuz Haziran günü Başkenti öğretmenevinde mülakata davet ediyoruz. Mülakata ya deneme dersi diye tanımlıyorum ben aslında. Deneme dersine davet ediyoruz. Sana o gün dokuzuncu sınıf, matematik kazanımlarından bir tanesini anlatmanı isteyeceğiz senden. Sizi davet ettik. Saati verdik. Sizin isminizi biz kapatıyoruz. Sizin isminiz önünde mülakata gireceğiniz jüri tarafından bilinmiyor. Sizin bir kod numaranız var. Sen kod numarasıyla geldiniz. Biz yürüyüş. Bizim de isimlerimiz gizli. Bizim de kod numaralarımız. Biz bakanlıkta böyle bir sistem oluşturduk. Üç jüri üyesi var. Üç jüri üyesin ismi belli değil. Üçüncü tedibimiz de bu. Yani jüri üyeleri, önüne gelen adayın memleketi, anası, babası, adı hiçbir bilgileri yok. Beş bin sekiz yüz yetmiş sekiz sayılı aday geldi. Onu sınava alıyorlar. Dolayısıyla bizden torpil isteyecek kişi ya da size gelecek torpil için Gelecek kişi kendisini mülakata alacak kişilerle ilgili bir bilgi sahibi değil.
Biz jüri üyesi olarak adayla ilgili bilgi sahibi değiliz. Bunu da temin ettik. Tek eksik kalan şey atama rakamına göre oluşturacağımız komisyon sayıları. Kaç ilde yapacağız? Çünkü bir de bunun zaman çok uzun sürer çünkü. Evet. Şimdi üç tedbir bu. Dördüncü tedbir. Ben diyorum ki Bakın bir tedbirimiz daha var. Aday ben beni üyeleri gördü, sevmediler. İşte kılığıma kıyafetime takıldı, memleketime takıldı. Bana zor soru sordu. Öyle bir şey de yok. Aday salona girdiği an, bilgisayar tuşuna basacağız. Basacak değerlendirme sınav hizmetleri genel müdürlüğümüzün hazırladığı dokuzuncu sınıf matematik sorularından bir tanesi adayın önüne çıktı olarak gelecek. Bu soruların bu sorunun cevabı da var. Yani jüri üyeleri adaydan bu soruda hangi cevapları alması gerektiğine dair bilgi de adaya yani jüri üyelerine bunu vermiş olacağız. Yani Erzurum'daki aday jüri üyesi de Sivas'taki jüri üyesi de adaydan bu soruya ne cevap vermesi gerektiğini biz zaten ona da veriyoruz cevabı. Şimdi bunu da yaptık. Dördüncü tedbir. Beşinci tedbirimiz Şunu diyebilir aday. Diyebilir ki arkadaşlar ben aslında şunları söyledim. Ama jüri üyesi bana eksik not verdim. Onun önüne geçmek için de sınavı son on dakikasını adaya bir A4 kağıdında bana bu soru soruldu. Ben de şu cevapları verdim. Altı İmza atıp tutanak altına atacağı bir mekanizmadır. Altıncısı bakın diyoruz ki bütün bu süreci de kamera kaydına alacağız. Son bir tedbirimiz daha var. Şunu diyebilir aday. Şunu diyebilir diyebilir ki ben sınava girdim aslında çok iyi yaptım ama sonra işte siyasi referanslar, başka referanslarla benim notumu değiştirdiler. Bunun da önüne geçiyoruz. Bunların hepsini lok kayıtlarını tutacağız. Jürü üyeleri, aday sınavını tamamladığı an çıkar çıkmaz elektronik ortamda notlarını giriyorlar. Sistem üç jüri üyesinin birbirinden bağımsız verdiği notlardan biri ortalama not üretiyor ve il işte o beş bin sekiz yüz yetmiş sekiz sayılı adayın sayfası tamamen kapanıyor. Ondan sonra ancak itiraz üzerine bir komisyon tarafından tekrar açılıp değerlendirme yapılabilir. Yani aday itiraz ederiz itiraz etmezse zaten kapandı konu. Şimdi ben diyorum ki bu kadar güvenlik tedbiri aldım. Yani mülakatı evet olabilir ama adaletten dolayı endişem var diyen kişileri de bu tedbirleri sunuyorum. Yetmiyor bir şey daha söylüyorum. Diyor ki bu kadar anlatıyorum. İlave başka şu da olsun diyeceğiniz bir şey varsa gelin onu da çalışalım, onu da koyalım benim mevzumuz bu.'' dedi.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, ''Bazı kavramların çıkartıldığı özellikle Cihat gibi kavramların da özellikle öğrencilere dikte edildiğiyle ilgili de yoğun bir eleştiri var ? Bazı kavramlar değil cihadı ben sosyal medyadan okumuştum. Hangi kavramlar üzerine konuştuğumuzu ama cihadla ilgili mevzuyu özellikle baktım. Cihatla ilgili programda halihazırda askıya çıktığımız programda ilave bir kavram yok. Yani cihat sayısı artırılarak ya da ilave edilerek konulmamış. Mevcut programdaki versiyonlar devam ettirilmiş. Yani ilave bir rakam yok ama yok demiyorum. Var. Zaten var olan işte o 15 Temmuz'la ilgili süreçte ya da başka konularda geçen kavram sayısı kadar var. Ilave bir cihat kavramı, müfredata konulmuş değil.'' dedi.

Prof. Dr. Naci Görür, Yeni Müfredat Taslağı konusunda ''Önerilerin nasıl yapıldığını bilmiyorum, sayın yetkililer beni affetsin ama buradan tüm Türkiye'nin duyabileceği şekilde bir öneri yapmak istiyorum.

Yanılmıyorsan "TÜRKİYE YÜZYILI MAARİF MODELİ" yeni müfredat taslağı kamuoyunun görüşüne ve önerilerine açılmış. Önerilerin nasıl yapıldığını bilmiyorum, sayın yetkililer beni affetsin ama buradan tüm Türkiye'nin duyabileceği şekilde bir öneri yapmak istiyorum:

İlk, orta ve liselere jeoloji dersi konulsun ve özellikle çocuklarımıza Türkiye'de deprem konusu anlatılsın. Neden ülkemizde deprem oluyor? Depreme karşı nasıl önlemler alabiliriz? Deprem kültürünü nasıl alabiliriz ve en önemlisi deprem dirençli yerleşim alanlarını nasıl oluşturabiliriz? Konuları etkin bir şekilde işlensin. Eminim ki bu konular işlediğiniz birçok konudan çok daha önemli olacaktır ve Türkiye için gerçek bir BEKA MESELESİDİR.'' dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.