Öne Çıkanlar Işın Karaca Ulusal Bayram ve Genel Tatil Günlerinde Çalışma Ücreti Acil Bakım Teknikerliği öğretmen Okul Veri Randevu İşlemi

Çalışanlarımızı Koruma Anlayışımızı Sürdürüyoruz

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, ''Bu toplantılarda bulunmamız çalışma hayatımızın sadece mevcut durumunu değil, geleceğe dair vizyonumuzu tartışmak ve belirlemek içinde bizlere fırsat vermektedir. Hem dünyada hem de bölgemizde jeopolitik gerilimler ve ekonomik dalgalanmalar yaşanıyor. Bunlara ilaveten pandemi gibi salgın hastalıklar, doğal afetler, göç hareketleri, savaşlar, su, gıda ve enerji krizleri ne yazık ki beraberinde yeni riskler ve belirsizlikler getiriyor. Türkiye olarak bu belirsizliklerin getireceği her türlü riske karşı alınacak tedbirler için yoğun bir şekilde çalışıyoruz.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak 12. Kalkınma Planı ve Orta Vadeli Programı da dikkate alarak genel istihdamın yanı sıra özellikle kadın ve genç istihdamında artış sağlayacak özel politikalar geliştiriyoruz. Nihai hedefimiz ise Türkiye Yüzyılı’nı emeğin, yatırımın, üretimin, büyümenin, kalkınmanın ve refahın yüzyılı yapmaktır. Günümüzde çalışma hayatı, hızla değişen ekonomik, teknolojik ve sosyal dinamiklerle karşı karşıyadır. Dijitalleşme, yapay zekâ, otomasyon gibi faktörler çalışma hayatındaki roller ve beceri gereksinimlerini yeniden tanımlıyor. Bu anlamda günümüz itibariyle gerçek bir dönüşümün içindeyiz. Bu dönüşümün çalışanların nasıl etkilediğini, iş gücü piyasasında hangi alanlarda yeni fırsatlar ya da hangi alanlarda tehditler oluşturduğunu anlamak, geleceğe dair stratejiler belirlemede kritik bir öneme sahiptir. Ancak unutmamalıyız ki yaşadığımız dönüşümün merkezinde her zaman insan ve emek olmalıdır. İnsan onurunu koruyarak, adil çalışma koşullarını sağlayarak ve çalışan haklarını güvence altına alarak bu dönüşümü yönlendirmeliyiz. Sendikal örgütlenme, bu noktada vazgeçilmez bir yere sahiptir. Bu süreçte sendikalar, çalışanların haklarını savunmak, onları temsil etmek ve güçlendirmek için kritik bir görevi yerine getirmektedir.

Değişen iş yapısı ve çalışma koşulları karşısında sendikal hareketlerinde güçlenmesi gerektiğini düşünmekteyim. Değişen iş gücü piyasalarının ve yeni iş modellerinin sendikal örgütlenmeyi etkilerinin tartışılması ve yeni modellerin geliştirilmesi kaçınılmazdır. Diğer yandan istihdamın geleceği konusunda ise sadece işsizlik rakamlarına odaklanmak yeterli değildir. İstihdamın niteliği, güvencesi ve insana uygunluğu da göz önüne alınmalıdır. İstihdamı oluşturma politikaları sadece iş ve işçi sayısını arttırmakla kalmamalı, aynı zamanda kaliteli ve sürdürülebilir işlerin oluşturmasını da hedeflemelidir.

Biz hükümet olarak imkânların el verdiği azami ölçüde hem çalışanlarımız hem de işverenlerimiz için dengesizliğe yol açmayacak şekilde en iyisini ve en güzelini yapmak için büyük gayret sarf ediyoruz. Jeopolitik riskler ve yüksek enflasyon nedeniyle bozulan, küresel ekonominin olumsuzlukları bildiğiniz gibi ülkemizi de etkilemektedir. Çalışanlarımızı enflasyonun tahribatına karşı koruma anlayışımızı sürdürüyoruz. Ancak ülkemiz küresel olarak yaşanan tüm bu olumsuzluklara rağmen büyümeyi sürdürmektedir. İstihdam sayılarında ise tarihin en yüksek seviyelerine ulaşmış durumdayız. Bakanlık olarak çalışma hayatının tüm tarafları ile istişare ve diyalog mekanizmalarını sürekli canlı tutuyoruz, Üçlü Danışma Kurulumuzu, Kamu Personeli Danışma Kurulumuzu uzun bir aradan sonra yeniden toplamıştık. 5 yıl aradan sonra bugün de 13. Çalışma Meclisimizi topluyoruz. Türkiye’nin çalışma hayatında güçlü ve kapsayıcı bir gelecek inşa etmek için birlikte diyalog halinde olmaya özen gösteriyoruz. Ben şuna inanıyorum; ne yapacaksak birlikte yapacağız ve ne başaracaksak da birlikte başaracağız.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde insan ve emek odaklı politikalarımızla ‘insanı yaşat ki, devlet yaşasın’ anlayışı ile adil paylaşımı ön planda tutarak Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını birlikte inşa edeceğiz. İnşallah, Meclisimizde verimli bir istişare süreci gerçekleştireceğiz.'' dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, ''Geçtiğimiz yıl içerisinde çalışma hayatında katılımcı sosyal diyalog anlayışının en önemli temsil mekanizmalarından olan; Üçlü Danışma Kurulu’nu,  Kamu Personeli Danışma Kurulu’nu ve Ortak Paylaşım Platformu’nu gerçekleştirdik. Çalışma Meclisi ise bu platformlar arasında, en kapsamlı ve en kritik öneme sahip istişare mekanizmalarından biridir. Bu çerçevede; ilgili bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları, işçi, işveren, ve kamu görevlileri sendikaları/konfederasyonları, akademisyenler, iş dünyası, uluslararası ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan geniş katılımlı yapısı ile;  Çalışma Meclisi toplantılarımızı, sosyal diyalogun hayata geçirilmesi vizyonuyla gerçekleştirmeye devam ediyoruz.

İşçi, işveren ve kamu ilişkilerinin düzenlenmesi noktasında; ortak işbirliği alanının oluşturulması, mevcut durum hakkındaki değerlendirmelerin yapılması, sorunların karşılıklı olarak, tartışılarak, ortak çözüm önerilerinin geliştirilmesi,  Çalışma Meclislerinin en önemli hedefleridir. Dün ve bugün gerçekleştirilen toplantı ve panellerimiz ile çalışma hayatına dair güncel konular yanında, geleceğe dair fırsatlar ve zorluklarla ilgili istişarelerde bulunduk. İki gün boyunca gerçekleştirilen panelde; çalışma hayatının geleceği, insana yakışır iş,  ikiz dönüşüm ve adil geçiş konuları yanında; sendikal örgütlenmede ve toplu pazarlık süreçlerinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerini kapsamlı olarak ele aldık.

Temel hedefimiz, sadece üreterek büyüyen ve istihdamı arttıran bir Türkiye değil;  aynı zamanda; ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ temel değeriyle; refahtan herkesin pay alabildiği, hakkın ve adaletin korunduğu, insanı merkeze alarak büyüyen bir Türkiye’dir. Bu noktada; Çalışma Meclisi gibi çözüm odaklı platformlar; çalışma hayatının hem yapısal hem de fonksiyonel sorunlarının çözüme kavuşturulabilmesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Bu meclisin çıktıları, özellikle;  kayıt dışı istihdam ve kayıt dışı ücret, çalışma koşulları, iş sağlığı ve güvenliği gibi çalışma hayatının öncelikli sorun alanlarının kalıcı olarak çözüme kavuşturulması için bizlere, geleceğe ait önemli fırsatlar sunacaktır.

Geçmişte; hak ettiği ilgiyi göremeyen sendikacılık ile işçi, memur ve işveren ilişkilerini düzenleyen sosyal diyalog mekanizmaları son 21 yılda etkin bir şekilde işletilmiştir. Özellikle; örgütlü emek mücadelesinin kendine en rahat yaşam alanı bulduğu dönem, hükümetlerimiz, dönemidir. Çünkü; emek ve alın teri bizim hem maddi hem de manevi dünyamızda derin karşılıkları olan kavramlardır. Emeğe ve onun müdafaasına verdiğimiz değerin en net kanıtı yarın kutlayacağımız 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’dür. Daha önce kanlı olaylarla anılan ve toplumda büyük endişelere yol açan 1 Mayıs; Başbakanlığı döneminde; Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 2009 yılında resmi tatil ilan edilmiştir. 1 Mayıs resmi tatil yapıldıktan sonra hem kutlamalar tüm Türkiye'ye yayılmış; hem de toplumun tüm kesimlerince kutlanmaya başlanmıştır.

Daha önce belli başlı marjinal gruplar tarafından sahip çıkılan 1 Mayıs; günümüz itibariyle tüm emekçilerimize bir bayram olarak teslim edilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde; işçimizin, memurumuzun ve tüm emekçilerimizin hakkının korunması, her zaman öncelikli meselemiz olmaya devam edecektir. Çalışanlarımızın hakkını korurken, iş sağlığı ve güvenliği konusuna azami hassasiyet göstermeye, iş kazalarına sıfır tolerans ile denetimlerimizi kararlılıkla gerçekleştirmeye devam edeceğiz.

Biliyorsunuz; müstakil İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve alt düzenlemelerini hayata geçirerek bu alanda önemli bir reformu gerçekleştirmiştik. Hayata geçirdiğimiz iş sağlığı ve güvenliği reformunu kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz. Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı aracılığıyla çalışanlarımızın gerek iş sağlığı ve güvenliği gerekse de çalışma koşulları hususunda denetimlerimizi yoğun bir şekilde yapmaya başladık. İş sağlığı ve güvenliğinde mevzuata uymayanlara yönelik gereken tedbirleri, kararlı bir şekilde uygulamaya devam edeceğiz.

Bilindiği gibi; dünya hızla gelişen teknoloji nedeniyle büyük bir değişim ve dönüşüm sürecini tecrübe ediyor. Özellikle işgücü piyasasını büyük ölçüde etkileyen teknolojinin; bir taraftan geleneksel üretim biçimlerini etkilerken, diğer taraftan yeni faaliyet alanları oluşturarak istihdama katkıda bulunabilecek bir potansiyele sahip olduğunu da görmekteyiz. Bu potansiyeli, mevcut insan kaynağımıza yansıtma yollarını ne kadar genişletebilir ve çeşitlendirebilirsek, çalışma hayatının geleceğine de o derece güvenle bakabiliriz. Bugüne kadar çalışma hayatını ilgilendiren birçok sorunu birlikte çözdük, birçok düzenlemeyi birlikte hayata geçirdik.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğiyle; sosyal paydaşlarımızın desteğiyle, bu yüzyılı ‘emeğin ve emekçinin yüzyılı’ yapmakta kararlıyız. Çalışma Meclisi’nin bir kez daha ülkemiz, milletimiz ve özellikle de çalışanlarımız için hayırlara vesile olmasını diliyorum.'' dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.