Öne Çıkanlar yüz yüze eğitim TRT EBA TV Personel ve Askerî Öğrenci Temin Faaliyetleri Yönetmeliği Yargıtay Üyelikleri uzaktan eğitim

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Hayatını kaybeden 45 binin üzerindeki her bir vatandaşımızın, yaralanan 115 bin insanımızın her birisinin acısı yüreklerimizdedir. Yaklaşık 14 milyon insanımızın hayatını doğrudan etkileyen, bunların 3,5 milyonunun ülkemizin diğer yerlerine göç etmesine yol açan bu felaketin yaralarını sarmak için gece gündüz çalışıyoruz.

Hasar tespit çalışmaları bitince şehirlerimizde yapacağımız yeni konutların ve köy evlerinin sayısı netleşecek. Şu an için yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı 214 bin binada 608 bin bağımsız bölüm belirledik. Depremzede vatandaşlarımızı şimdilik çadır kentlerde, konteyner kentlerde, yurtlarda, kamu misafirhanelerinde, otellerde misafir ediyoruz. Ayrıca köylerde ve diğer şehirlerde kiraladıkları veya kendileri için tahsis edilen evlere giden çok sayıda vatandaşımız da var.

Bu kadar büyük bir yıkım karşısında hayatı süratle normalleştirmek için önce insanlarımızın temel ihtiyaçlarını karşılamamız şart. İlk anda bu ihtiyaçlar arama kurtarma yardım ekibiydi. Bunu ekmek, su, çorba gıda tedariki ihtiyacı takip etti. Hemen ardından battaniye, giyecek, çadır, konteyner gibi barınma ihtiyacı geldi. Depremin ilk iki haftası geride kaldığında artık kalıcı barınma ihtiyacını süratle giderecek adımları atma mecburiyetiyle karşı karşıyaydık. Bu arada NATO'dan gelen, gerçekten çok çok kalite, bunun yanında İsviçre'den gelen çadırlar, onlar da bir kompleks hâlinde burada yerlerini aldı.

Yeni yerleşimleri planlarken şehirlerimizin yönünü mümkün olduğu kadar ovalardan dağlara, zemini sağlam yerlere döndürüyoruz. Kadim şehir yerleşimlerimizi ise tarihî ve kültürel varlıklarımızı da yaşatacak, aynı zamanda afetlere karşı güçlendirecek bir anlayışla ihya etmeyi hedefliyoruz.

TOKİ'nin inşa edeceği konutlar zemin artı 3 veya 4 katlı, 3 oda 1 salon olarak yapılarak hak sahiplerine verilecektir. Yerinde ihya edilebilecek alanlarda da düşük yoğunluk, düşük kat ve güvenlik önceliğimiz olacaktır. Elbette yeni yerleşim yerlerini belirlerken bilim insanlarımızın, mimarlarımızın, mühendislerimizin, şehir plancılarımızın, onlarla birlikte yöre halkının görüşlerine göre hareket ediyoruz. Ancak acil işleri yaparken ülkemizi daha bütüncül bir afet hazırlığı ve yönetimi sistemine kavuşturacak vizyonu da ihmal etmemek gerekiyor.

Bu yaklaşımı oluştururken Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu afet kavramı altında toplanabilecek tüm tehlike ve tehditleri birlikte değerlendirmeliyiz. Deprem bunlardan biridir. Aynı şekilde sel, yangın, heyelan, kuraklık gibi diğer doğal afetleri de buna eklemeliyiz. Yetmez, ayrıca salgın hastalıktan teröre, sığınmacı akınlarından ekonomik krizlere, diğer unsurları da buna ilave etmeliyiz. Hiç şüphesiz yaşadığımız jeopolitiğin dayattığı terör, savaş, sosyal kaos gibi hususları da hesaba katmalıyız. Özetle, ülkemizin ve milletimizin varlığını, hayatını, geleceğini tehdit eden her krizi bir afet olarak görmek, öncesi ve sonrasıyla tedbirlerimizi buna göre düşünmek gerektiği kanaatindeyim.

Bakan arkadaşlarımın hemen hemen her ilde bir koordinatörlük görevi var. Bakanlarımın içerisinde bir kez, iki kez, üç kez bu illeri dolaşan görevli koordinatör bakan arkadaşlarım var. Tabii bunun yanında valiler olarak da birçok ilde asgari bir, iki, üç vali görev yapmakta, koordinatör vali olarak onlar bu görevlerini sürdürüyor. Bir de özellikle belediye başkanlarımızdan, şu anda gerek büyükşehir belediye başkanlarımız, gerek il, ilçe, belediye başkanlarımız, kardeş belediye başkanları olarak ilan ettiğimiz yerlerde onlar da ayrıca görevlerini sürdürmektedir.

Bu katkılarınız için şimdiden her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Beş dakikayı her hocamız geçirmemek suretiyle bu sunumlarını yaparlarsa bizleri ayrıca mutlu ederler. Şimdi sizlere bir sunum biz yapacağız, 8 dakikalık bir sunum olacak bu. Ondan sonra sizleri dinlemeye geçeceğiz. Çok çok teşekkür ediyorum.

Ülkesi ve milleti için dertlenen insanlar olarak, tarihimizin en ağır can kayıplarından ve yıkımlarından biri olan 6 Şubat depremlerini, inşallah afetler konusunda yeni bir miladın başlangıcı hâline getireceğiz. Sadece ortak akılla değil, onunla birlikte ortak vicdan, ortak ahlak, ortak vizyon birliğiyle Türkiye’yi dünyanın afetlere karşı en hazırlıklı ve afetler sonrasında en hızlı ve etkili tepki verebilen ülkesi hâline getirmekte kararlıyız.

Hatta depremden alnının akıyla çıkan TOKİ projelerimizle alay edenler olduğunu da biliyoruz. Kahramanmaraş depremleri, hayatımızdaki pek çok şey gibi bu algıları da yerle bir etti. İnşallah bundan sonra hem yönetim hem toplum hem de bilim dünyası olarak daha süratli, daha pratik, daha sonuç odaklı hareket etmemiz gerektiği hususunda kimsenin şüphesinin kalmadığına inanıyorum. Türkiye, özellikle afet meselesini tek tek başlıklar yerine bir bütün olarak görme, değerlendirme, tedbirini alma ve sonuçlarıyla mücadele etme seviyesine ulaşmıştır. Esasen biz aynı anda pek çok riskle birlikte mücadele etmek mecburiyetinde olan bir ülkeyiz. Depremi yangından, selden, heyelandan, terörden, sığınmacı krizinden ayrı göremeyiz. Hepsiyle birlikte mücadele etmemiz şarttır. Bugünkü toplantımızı, afet yönetiminde yeni bir paradigma inşası yolunda bir ilk adım olarak görüyoruz.

Bu toplantıda gördüğünüz gibi yaklaşık 110, gerek siyasetçi gerek bilim adamları bir arada olduk. Ve bütün yapılan açıklamalar hepsi kayda alındı ve bu kayıtlar üzerinde çalışmamızı yapacağız. Bu çerçevede ilk yapacağımız işlerden biri, Cumhurbaşkanlığı bünyesinde 9 olan politika kurullarına 10’uncu olarak Afet Yönetimi Politikaları Kurulunu eklemek olacaktır. Böylece farklı alanlarda ve kurumlarda yürütülen tüm çalışmaların Cumhurbaşkanlığı bünyesinde yakından takibini yapma ve gerektiğinde müdahil olma imkânı bulacağız.

Ancak tek başına kentsel dönüşüm çalışmalarında önümüze çıkartılan ve hiçbirinin akılcı dayanakları olmayan engeller bile bu dersin öyle kolay çıkartılamadığını gösteriyor. Çok çile çektik, maalesef zaman zaman önümüze çıkan vatandaşlarımıza, ‘Ne olur bize yardımcı olun. Bakın kiranıza varıncaya kadar her şeyinizi vereceğiz. Ama bir an önce şu sağlam olmayan, her an her türlü tehditle karşı karşıya olduğunuz şu binaları boşaltın ki biz buralarda zemin etütlerine varıncaya kadar hepsini tek tek yapalım. İşte az önce ekranda da gördüğünüz gibi bu güzel binaları inşa ederek sizleri buralara taşıyalım.’ dedik. İnşallah artık yeni ve farklı bir döneme giriyoruz. İnşallah bu 11 vilayette başımıza gelen deprem felaketinden sonra gerek bu 11 vilayet gerekse ülkemizin genelinde 81 ilde inşallah atacağımız planlama ve yeni projelendirmeyle birlikte şehirler ve köy evleri, hepsi ele alınmak suretiyle bir adım atalım.

Köylerde ‘Bize iş diyor.’ tabii vatandaş. ‘Peki’ diyorum, ‘Büyükbaş, küçükbaş ne istiyorsun?’ ‘Ben büyükbaş besliyorum.’ diyor. ‘Küçükbaş besliyorum.’ O zaman tabii köy evlerinde evin brütünün içerisinde aynı zamanda ne olacak? Ahırı da olacak. Bu ahır onun için aynı zamanda ne oluyor? Meslek, iş, oradan ticari kaynağını da ne yapacak? Benim Anadolu’daki köylüm, vatandaşım peynirini yapacak, sütünü yapacak, yağını yapacak, her şeyini oradan üretecek. Yani gözü sağda solda olmayacak, gayet güzel bu şekilde köy evleri de olacak.

Burada da yine aynı şekilde köy evleri ayrı bir planlama, projelendirme, aynı şekilde şehir merkezleri az önce de ifade edildiği gibi zemin artı 3 benim arzum, isteğim. Bunu zaten bakanıma ve tüm arkadaşlarımıza da söylüyorum. Bu şekilde ve hafif malzeme ile bunları yaparak herhangi bir tehdit altında da kalmamamız gerekiyor. Bunu da tabii şu anda siz değerli hocalarımız ve inşallah yeni oluşturulan kurulla beraber geliştireceğiz. Sizlerden ve bugün buraya gelememiş olan tüm hocalarımızdan bize destek olmanızı, birikiminizi bizimle paylaşmanızı, çalışmalarda aktif şekilde yer almanızı bekliyorum.

Zaman zaman bu tür toplantıları yaparak, bununla birlikte de geleceğe mesajımızı verme ve halkın da güvenine mazhar olma imkânını yakalamış oluruz diye düşünüyorum. Ve gelin hep beraber Türkiye için hemen şimdi diyerek, ülkemizi afetlere hazırlıklı, afetlere dirençli, afetleri en az kayıpla atlatan, afetler sonrasında da hızla toplanan bir yer hâline getirelim. Rabb’im yar ve yardımcımız olsun diyorum.'' dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.