MEB'de Düzeltilmesi Gerekli Hususlar

MEB’in uygulamaya koyduğu çoğu yenilikleri bu köşemde desteklemekteyim. Çünkü bu uygulamaların çoğunu hem eğitimle ilgili kitabım olan KÖŞE OLMADIM, KÖŞEM OLDU kitabımda, hem de çok önce köşemde kamuoyu ve MEB’le de paylaşıyorum.

Bunun yanında bazı garip uygulamaların da eski dönemlerden devam ettiği gibi, bazılarının yeni uygulanmaya konduğu, bunların da okullardaki eğitim ortamını olumsuz etkilediğini ,düzeltilmesi gerektiğini belirtmek isterim.

Maksadım bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek. Bunun için mevcut yanlış uygulamaları mevcut gariplikleri, çözüm önerileri ile dile getiriyorum.

Düzeltilmesi gerekenlerin başında aynı işi yaptığı halde beş farklı statüdeki öğretmenlerin aynı öğretmenler odasında bir arada olmalarıdır. Bunlar, öğretmen, uzman öğretmen, başöğretmen, sözleşmeli öğretmen ve ücretli öğretmenlerdir.

Bunların hepsi aynı sınıflarda ders vermekte, aynı riskleri taşımakta ve aynı öğretmen odasında yan yana oturmaktalar, ancak maaşları, ücretleri, statüleri farklıdır.

Bu durum ister istemez huzursuzluk yaratmaktadır. Bunların maaş farklılıklarını normal kabul etsek de farklı statülerini kabul etmek mümkün değildir. O zaman bu garipliğe bir el atmak gerekir.

Çalışırken sınava girerek alınan uzman ve başöğretmenlik unvan tazminatları emekli olunca kesilmektedir. Bu da düzeltilmesi gereken bir durumdur. Hâlbuki adalette, emniyette, sağlıkta, askeriyede meslek tazminatları emekli olunca da alınmaya devam etmektedir. MEB bu garipliği ortadan kaldırmalıdır. Ya da öğretmen sendikaları öncelikli olarak bu talebi yinelemelidir.

Yine çok garip bir uygulama da, iktidar partisinin yeni bakanları kendinden önce bakanın getirdiği milli eğitim müdürleri, daire başkanları, genel müdür yardımcıları, genel müdürlerin hepsini HAVUZ denilen, masası, koltuğu, odası olmayan ve hiçbir iş yamayan sözde bir yere atamasıdır. Bu şekilde her bakan değiştiğinde 100’ye yakın bu bürokratlar iş yapmadan bankamatik memuru olarak maaş almaktadır. Şu anda yüzlerce bürokrat bu şekilde atıl durumdadırlar.

Bunlar MEB merkez ya da taşra teşkilatlarında planlama ve danışma alanında kurulacak birimlerde, tecrübelerini yeni bürokratlara aktarmalıdır. Yani küstürülmemeli, onore edilmelidir. MEB de çalışmadan verilen maaş vebalinden kurtulmalıdır. Bu konunun da düzeltilmesi gerekmektedir.

Öğretmenler odasından hizmetliler odasına baktığımız zaman aynı gariplikleri orada da görmekteyiz. Burada da kadrolu hizmetli, İŞKUR’ dan görevlendirilen hizmetli, Okul Aile Birliklerince görevlendirilen hizmetli ve en farklısı belediyelerden okullara görevlendirilen hizmetlilerdir. Bunların arasındaki maaş farklılıkları da çok fazladır. Bu da,” sen maaşı çok alıyorsun, sen yap” gibi sürtüşmelere sebep oluyor. Bu durum da bir şekilde düzeltilmelidir. Bence bunlar tekrar büyükşehir belediyelerine aktarılmalıdır.

Hele belediyelerden görevlendirilen hizmetlilerin maaşı müdür maaşlarından fazladır. Çünkü onlar sendikalıdır. Çalışırken yüksek maaş alan bu işçiler emekli olunca maaş düşünce işçi sendikaları devreye giriyor ve şu anda olduğu gibi maaşları emekli memurlara yetiştiriliyor.

Ya memur sendikaları nerede? Hani çalışan memurlara verilen 8 bin liralık iyileştirme neden emekli memurlara verilmedi? Hani memurlar ve memur emeklileri aynı haklara sahipti.

Okullarda bir garip uygulamada bir hafta öce başladı. Güya son hafta öğrenciler bazı etkinliklere götürüldüler. Haber duyulunca çoğu okullar boş kaldı, çünkü öğrenciler bunu bir tatil olarak gördü. Mevcut tatillere bir de etkinlik tatili eklendi. Yılsonunda son haftada yapılsa makul görülebilir, ama şimdi bana göre çok gereksizdir.

Dünyanın hiçbir yerinde bizdeki kadar tatil uygulanmıyor. Bizde ara tatilleri, sömestri tatili, dini ve milli bayram tatillerine ek şimdi bir hafta da etkinlik tatili eklendi. Bu tatiller yeniden ele alınmalı, yeni düzenleme getirilmelidir. 

Bana göre iki ara tatil sömestriye ilave edilmeli, uzun tatil de 2 ay olmalıdır.

Şemsettin CERAN
Eğitimci-YAZAR

Eğitimle ilgili Kitapları;
“Köşe Olmadım, Köşem Oldu”
"Eğitimde Yeniden Yapılanma"